Krizin Yönetiminde Algı: Kriz Anlarında Gerçeklik İnşası
Kriz anları, sadece somut tehlikelerin değil; aynı zamanda belleklerin, yargıların ve inançların yeniden inşa edildiğieşik dönemlerdir. Bu anlarda bireyler hızla bilgiye, yönlendirmeye ve anlam üretimine ihtiyaç duyar. Tam da bu boşlukta algı yönetimi, gerçekliğin yerini alabilecek kadar güçlü hâle gelir. Bu yazıda, kriz anlarında yürütülen algı yönetimi tekniklerini ve bu süreçlerin siyasal, toplumsal ve psikolojik sonuçlarını ele alıyorum.
Kriz Anları Neden Algı Yönetimi İçin Fırsattır?
Kriz; tanımı gereği belirsizlik, korku ve panik içeren bir durumdur. Bu koşullar bireylerin:
- Kritik düşünme yetilerini zayıflatır,
- Otoriteye yönelme eğilimini artırır,
- Bilgi yerine “inandırıcı anlatı” arayışına girmelerine neden olur.
Bu ortamda sunulan her açıklama, “gerçeğin kendisi” gibi kabul edilebilir.
Algı Boşluğunu Kim Doldurur?
Kriz anlarında gerçek zamanlı bilgi akışı gecikir. Bu boşluğu ilk dolduranlar:
- Siyasi aktörler (hükümetler, muhalefetler)
- Medya kuruluşları
- Sosyal medya fenomenleri ve manipülatör botlar
- Güvenlik güçleri, dini otoriteler
Kim bu boşluğu önce doldurursa, “krizin anlatısını” o şekillendirir.
Algı Yönetiminde Kullanılan Kriz Taktikleri
1. Korku Tetiklemesi ve Güvenlik Çağrısı
“Her şeyin başı güvenliktir.”
Bu söylemle temel haklar askıya alınabilir. Medyada sürekli tehdit imgeleri gösterilerek halk bir “korunma” psikolojisine yönlendirilir.
2. Günah Keçisi Yaratma
“Asıl suçlu dış güçler / muhalifler / sistem düşmanlarıdır.”
Krizde sorumluluktan kaçmak için hedef şaşırtma yapılır. Dış mihrak, sabotajcı, terörist gibi etiketlerle kamuoyunun öfkesi yönlendirilir.
3. Krizle Büyüme Anlatısı
“Bu krizi fırsata çevireceğiz.”
Topluma dayanıklılık ve kolektif kimlik aşılanır. Bu söylem uzun vadeli meşruiyet inşasına katkı sağlar.
4. Yıkımı Görmezden Gelme veya Yeniden Adlandırma
- “Can kaybı yok denecek kadar az.”
- “Kontrollü normalleşme sürecine geçiyoruz.”
Bu tür dil oyunlarıyla krizin boyutu küçültülür ve algı pozitife evrilir.
Gerçekliğin İnşası: Kriz Anlatısının Gelecek Üzerindeki Etkisi
Krizlerin algı yönetimiyle biçimlendirilmiş anlatıları, uzun vadede:
- Kolektif hafızayı etkiler
- Siyasi sistemin meşruiyetini pekiştirir veya zayıflatır
- Toplumsal kutuplaşmayı artırabilir
- Yeni normların kabulünü kolaylaştırır (örneğin: olağanüstü hâl, sansür, gözetim)
Örnekler
- COVID-19 Pandemisi:
Bazı ülkelerde ölüm oranları gizlendi, bazı liderler krizi “zafer” olarak sundu. Çin, ABD ve Türkiye’deki resmi söylemler birbirinden oldukça farklıydı. - Deprem Sonrası Müdahaleler:
1999 Gölcük ve 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrasında devlet otoritelerinin açıklamaları ile halkın gözlemleri arasında fark oluştu. Bu da “gerçeklik” ile “resmi anlatı” arasındaki mesafenin algı ile kapatılmaya çalışıldığını gösterdi.
Akademik Kaynaklar
- Boin, A., ‘t Hart, P., Stern, E., & Sundelius, B. (2005). The Politics of Crisis Management. Cambridge University Press.
- Rosenthal, U., Charles, M. T., & ‘t Hart, P. (1989). Coping with Crises: The Management of Disasters, Riots and Terrorism.
- Coombs, W. T. (2014). Ongoing Crisis Communication: Planning, Managing, and Responding. Sage.
- Herman, E. S., & Chomsky, N. (1988). Manufacturing Consent: The Political Economy of the Mass Media. Pantheon.
Views: 0
