Rosenthal Etkisi (Pygmalion Etkisi): Beklentinin Gücü
Bilimsel araştırmalarda ve sosyal etkileşimlerde sıklıkla karşılaştığımız bir gerçek var: İnsanlardan ne beklersem, onlar da çoğu zaman o yönde davranmaya meyilli oluyor. Bu durum psikoloji literatüründe Rosenthal Etkisi ya da daha yaygın adıyla Pygmalion Etkisi (Pygmalion Effect) olarak bilinir. Türkçeye “beklenti etkisi” ya da “kendini gerçekleştiren kehanet” olarak çevrilen bu kavram, hem bilimsel açıdan hem de günlük yaşam uygulamaları açısından son derece etkileyici sonuçlara sahiptir.
Kavramın Tanımı
Rosenthal Etkisi, bir kişinin (örneğin öğretmen, yönetici ya da araştırmacı) başka bir kişiden (örneğin öğrenci, çalışan ya da denek) ne beklediğinin, o kişinin davranışlarını, performansını ve hatta öğrenme sürecini etkilemesi durumudur (Rosenthal & Jacobson, 1968). Bu beklentiler, çoğu zaman sözlü olmayan ipuçlarıyla (örneğin göz teması, ses tonu, sabır düzeyi) karşı tarafa aktarılır ve bu sinyaller kişinin kendine dair algısını şekillendirir.
Tarihçesi: Bir Sınıf Deneyi
1968 yılında Robert Rosenthal ve Lenore Jacobson tarafından yapılan ve kavramın doğmasına neden olan deney, bir ilkokulda gerçekleştirildi. Deneyde öğretmenlere, bazı öğrencilerin bilişsel olarak “hızlı gelişim” potansiyeline sahip oldukları bilgisi verildi. Oysa bu öğrenciler rastgele seçilmişti. Öğretmenler, bu bilgi doğrultusunda öğrencilere daha fazla zaman ayırdı, onlara daha olumlu geri bildirim verdi ve gelişimlerini daha dikkatle izledi. Yıl sonunda, bu öğrencilerin okul başarıları gerçekten anlamlı biçimde artmıştı. Öğretmen beklentileri, öğrencilerin performansını biçimlendirmişti (Rosenthal & Jacobson, 1968).
Adının Kökeni: Pygmalion Kimdir?
Etki, adını Yunan mitolojisindeki Pygmalion adlı heykeltıraştan alır. Pygmalion, kendi yaptığı kadın heykeline âşık olur ve tanrıların bu heykele can vermesiyle dileği gerçekleşir. Bu öykü, beklentinin gerçeğe dönüşmesi metaforunu taşır.
Bilimsel Açıklama
Bu etki, psikolojide kendini gerçekleştiren kehanet (self-fulfilling prophecy) kategorisinde değerlendirilir. Kişinin başkası hakkında taşıdığı beklentiler, onun davranışlarını ve ilişkisel tutumunu değiştirir; bu da karşı tarafın bu beklentiye uygun bir şekilde davranmasına yol açar. Böylece, başlangıçta temelsiz olan beklenti, zamanla gerçekmiş gibi sonuçlar doğurur (Merton, 1948).
Kullanım Alanları
Rosenthal ya da Pygmalion Etkisi; psikoloji dışında farklı disiplinlerde de karşımıza çıkar:
- Eğitim Bilimleri: Öğretmen beklentileri öğrencilerin öğrenme kapasitesini etkiler. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini tehdit edebilir.
- İş Dünyası ve İnsan Kaynakları: Yöneticilerin çalışanlardan beklediği performans düzeyi, doğrudan çalışan verimini etkileyebilir.
- Tıp ve Klinik Psikoloji: Terapistin danışan hakkındaki yargıları, tedavi sürecinin etkinliğini etkileyebilir.
- Spor Psikolojisi: Antrenörlerin sporculara yönelik inançları, antrenman sonuçlarını belirleyebilir.
- Sosyal Politikalar: Toplumda dezavantajlı gruplara yönelik önyargılar, bu grupların başarıya ulaşma ihtimalini düşürebilir.
Diğer İlgili Kavramlarla İlişkisi
- Observer-Expectancy Effect: Araştırmacının beklentisinin denek davranışını etkilemesi; genellikle deneysel çalışmalarda görülür.
- Placebo Etkisi: Kişinin, aldığı etkisiz bir tedavinin işe yarayacağına dair inancının, gerçek fizyolojik sonuçlar doğurması.
- Golem Etkisi: Rosenthal Etkisi’nin tersi; düşük beklentilerin birey performansını olumsuz etkilemesi.
Neden Önemlidir?
Bu etkiyi bilmek, insan ilişkilerinde taşıdığım beklentilerin gücünü fark etmemi sağlar. Eğitimden liderliğe, aile içi ilişkilerden terapiye kadar birçok sosyal alanda, beklentilerin olumlu ya da olumsuz biçimde bireyleri nasıl yönlendirebildiğini görmek, daha etik ve bilinçli etkileşimler kurmamı mümkün kılar. Bilimsel araştırmalarda da beklentilerin tarafsızlık ilkesini nasıl zedeleyebileceğini anlamak, daha güvenilir deneyler tasarlamak için gereklidir.
🔍 Kaynakça
- Rosenthal, R., & Jacobson, L. (1968). Pygmalion in the Classroom: Teacher Expectation and Pupils’ Intellectual Development. Holt, Rinehart and Winston.
- Merton, R. K. (1948). The self-fulfilling prophecy. The Antioch Review, 8(2), 193–210.
- Jussim, L. (1986). Self-fulfilling prophecies: A theoretical and integrative review. Psychological Review, 93(4), 429–445.
© 2025, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International