Zenofobi (Yabancı Düşmanlığı)

Zenofobi: Kavramsal, Psikolojik ve Sosyopolitik Bir İnceleme
1. Tanım ve Kavramsal Arka Plan
Zenofobi kelimesi, Eski Yunanca kökenli bir terim olup “xenos” (yabancı) ve “phobos” (korku) sözcüklerinden türetilmiştir. Bu bağlamda zenofobi, kelime anlamı itibarıyla “yabancıdan korkma” ya da “yabancıya karşı duyulan aşırı güvensizlik ve düşmanlık” anlamına gelir.
Zenofobi, farklı bir ulusal, etnik, kültürel ya da dini gruba mensup birey ya da gruplara karşı geliştirilen irrasyonel korku, nefret ya da tiksinti duygularını kapsar. Bu tutum bireysel düzeyde önyargılar, toplumsal düzeyde ise ayrımcılık ve dışlayıcılık biçiminde kendini gösterebilir.
2. Terimin Tarihsel Kökeni ve İlk Kullanımlar
Zenofobi terimi modern anlamıyla ilk kez 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da kullanılmaya başlanmıştır. Ancak tarihsel bağlamda bu tür duyguların varlığı çok daha eskidir. Antik Yunan’da, özellikle Atinalılar arasında “barbar” olarak tanımlanan yabancı halklara karşı duyulan kültürel üstünlük hissi ve mesafe alma pratiği, zenofobik düşüncenin ilk örnekleri arasında kabul edilir.
Terimin akademik literatüre girişi ise özellikle 20. yüzyılın başlarında olmuştur. Fransız düşünür Anatole France, bu kavramı sosyal hiciv bağlamında kullanırken; sosyoloji ve siyaset bilimi alanında ilk sistematik kullanımına ise 1950’lerde rastlanır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ve UNESCO, bu kavramı küresel ayrımcılık karşıtı raporlarında tanımlamıştır.
3. Psikolojik Açıdan Zenofobi
Psikolojide zenofobi, sıklıkla bilişsel önyargılar, gruplararası tehdit algısı, benlik kimliği ile ilgili savunmacı refleksler ve sosyal öğrenme ile açıklanır. Zenofobik tutumlar çoğunlukla şu psikolojik mekanizmalarla ilişkilendirilir:
- “Biz” ve “onlar” ayrımı: Sosyal kimlik kuramına göre bireyler, kendi grup aidiyetlerini koruma içgüdüsüyle “dış gruplar”a karşı önyargılı olabilirler.
- Yansıtmalı korkular: Ekonomik ya da sosyal kriz dönemlerinde bireyler, kendi yetersizlik duygularını ya da korkularını dış gruplara yansıtarak bu grupları birer “günah keçisi” haline getirebilir.
- Stereotipleştirme ve genelleme: Kişiler, bireyler yerine gruplara ait kalıp yargılar geliştirerek tüm bir halkı ya da dini cemaati aynı negatif özelliklerle damgalayabilir.
- Travmalar ve öğrenilmiş korkular: Bireylerin geçmişte yaşadığı negatif bir deneyim, belirli bir etnik ya da kültürel grup hakkında genelleyici ve olumsuz yargılar geliştirmesine yol açabilir.
Psikiyatri literatüründe, zenofobi kimi zaman “spesifik fobi” alt türü olarak değerlendirilebilecek düzeyde bir anksiyete bozukluğu ile ilişkili de olabilir; ancak çoğu zaman kişilik yapılanması, sosyal koşullanmalar ve çevresel faktörler bu eğilimi besleyen başlıca unsurlardır.
4. Sosyolojik Perspektiften Zenofobi
Zenofobi sosyolojik olarak, ötekileştirme, kültürel ayrımcılık, etnik milliyetçilik ve asimilasyon karşıtlığı gibi süreçlerle doğrudan ilişkilidir. Bu kavram, modern ulus-devlet paradigmasının yükselişiyle birlikte daha belirgin hale gelmiştir. Özellikle aşağıdaki bağlamlarda zenofobiye sıkça rastlanır:
- Göçmen karşıtlığı: Yerel halkın, ülkeye gelen göçmenleri kültürel bir tehdit olarak algılaması.
- Kültürel homojenlik ideali: Toplumun bir kısmı, kendi kültürel normlarını “doğru” ya da “üstün” kabul edip, farklı kültürel yapıları reddedebilir.
- Toplumsal dışlama ve gettolaşma: Zenofobiye dayalı politikalar ve tutumlar, azınlık gruplarının kent yaşamında ayrışmasına, dışlanmasına veya gettolarda yaşamaya zorlanmasına neden olabilir.
5. Siyasal Bilimler Bağlamında Zenofobi
Zenofobi, çağdaş siyaset biliminde hem popülist hareketlerin yükselişinde hem de otoriter eğilimli siyasal söylemlerin meşrulaştırılmasında önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Özellikle şu politik yansımalar dikkate değerdir:
5.1. Popülist Sağ Partiler
Zenofobi, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da yükselen aşırı sağ partilerin temel propaganda araçlarından biridir. Göçmen karşıtlığı, İslamofobi, Avrupa şüpheciliği ve “yerli halkın üstünlüğü” ideolojileri üzerinden geniş kitleler mobilize edilmektedir. Bu söylemler sıklıkla şu ifadelerle şekillenir:
- “Kültürel bütünlüğümüz tehdit altında”
- “Yabancılar işimizi elimizden alıyor”
- “Suç oranları göçle birlikte arttı”
5.2. Hukuki ve Kurumsal Yansımalar
Zenofobik eğilimler, göçmen politikalarının sıkılaştırılması, vatandaşlık yasalarının zorlaştırılması, dil ve kültür testlerinin yaygınlaşması gibi çeşitli yasal düzenlemelerde de kendini gösterebilir.
5.3. Medyadaki Temsiliyet
Medya, zenofobik söylemlerin yeniden üretildiği bir başka önemli alandır. Yabancılarla ilgili olumsuz haberlerin ön plana çıkarılması, stereotiplerin pekiştirilmesi ve kültürel farklılıkların bir tehdit unsuru gibi sunulması bu süreci besler.
6. Günümüz Dünyasında Zenofobi
6.1. Avrupa’da Durum
2020’li yıllarda Avrupa’da artan göç dalgaları, özellikle Suriye, Afganistan ve Afrika kökenli sığınmacıların varlığı, zenofobik eğilimlerin yaygınlaşmasına neden olmuştur. Almanya’da PEGIDA hareketi, Fransa’da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi, İtalya’da Matteo Salvini gibi figürler zenofobik söylemleri siyasal kazanç aracı olarak kullanmaktadır.
6.2. ABD ve Kanada
ABD’de Trump yönetimi sırasında sınır politikalarının sertleşmesi, Meksika ve Orta Doğu kökenli göçmenlere yönelik dışlayıcı politikalar zenofobik reflekslerin kurumsal hale geldiğini göstermiştir.
6.3. Türkiye Örneği
Türkiye’de son yıllarda özellikle Suriyeli sığınmacılar üzerinden gelişen sosyal huzursuzluklar ve politik tartışmalar, zenofobik söylemlerin hem bireyler hem de politik aktörler düzeyinde artmasına neden olmuştur. Bu bağlamda sosyal medyada artan nefret söylemleri, mahalle baskısı ve kamu hizmetlerine erişim konularında ayrımcılık örnekleri dikkat çekmektedir.
7. Sonuç ve Değerlendirme
Zenofobi, sadece bireysel bir korku ya da nefret hali değil; aynı zamanda sosyal yapıyı bozan, toplumsal uyumu zedeleyen ve politik ayrışmaları derinleştiren çok katmanlı bir fenomendir. Bu nedenle çözümü yalnızca bireysel farkındalıkla değil; aynı zamanda:
- Eğitim politikaları,
- Medyada sorumlu dil kullanımı,
- Kültürlerarası diyalogun teşviki,
- İnsan hakları temelli hukuk normlarının uygulanması
gibi çok boyutlu stratejilerle mümkün olabilir.
Zenofobiye karşı geliştirilecek her türlü mücadele, insan onuruna, kültürel çoğulculuğa ve toplumsal barışa hizmet edecektir.
Kaynakça
- Allport, G. W. (1954). The Nature of Prejudice. Addison-Wesley.
- Bauman, Z. (2001). Community: Seeking Safety in an Insecure World. Polity Press.
- Castles, S., & Miller, M. J. (2009). The Age of Migration. Palgrave Macmillan.
- UNESCO (2001). Declaration on Race and Racial Prejudice.
- United Nations Human Rights Office (2022). Combating Xenophobia and Intolerance.
© 2025, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International