Özgürlük Olmadan Sanat Bilim ve Teknoloji Gelişemez İddiası Bir Şehir Esanesi mi?

Günümüz entelektüel çevrelerinde sıkça dile getirilen bir düşünce var:
“Bilim, sanat ve teknolojik ilerleme yalnızca özgür bireylerin ve ifade özgürlüğünün hâkim olduğu toplumlarda mümkündür.”
Bu görüş kulağa hoş gelse de, tarihsel gerçekliklerle desteklenmediği sürece bir düşünceyi romantize etmekten öteye gidemez.
Tarihin ve günümüzün çok sayıda örneği, bu düşüncenin mutlak bir yasa gibi işletilemeyeceğini gösteriyor.
Çin: Otoriter Rejim, Yüksek Teknoloji
Çin, bireysel özgürlüklerin sınırlı olduğu, tek parti yönetimiyle şekillenen otoriter bir sistem. Ancak buna rağmen son yıllarda:
- Yapay zeka alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline geldi. Görüntü işleme, yüz tanıma, doğal dil işleme gibi alanlarda ciddi ilerlemeler kaydetti.
- Çip üretiminde ABD’nin uyguladığı kısıtlamalara rağmen kendi iç pazarını büyüttü ve ulusal çip stratejileriyle atılım yaptı.
- Dünya deniz taşımacılığında dominant bir aktör oldu.
- Uzay araştırmalarında Ay’a robot gönderen sayılı ülkelerden biri olmayı başardı.
- Yüksek hızlı tren teknolojisi ve kuantum iletişim altyapısı gibi alanlarda öncülük ediyor.
Bu veriler, ifade özgürlüğünün ve bireysel hakların sınırlı olduğu bir ülkede de bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin mümkün olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Sovyetler Birliği: Soğuk Savaşın Bilimsel Süper Gücü
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği de benzer şekilde:
- İlk yapay uydu olan Sputnik’i uzaya gönderdi.
- İlk insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirdi (Yuri Gagarin, 1961).
- Nükleer enerji ve silahlanma alanlarında ABD ile başa baş bir yarış sürdürdü.
- Klasik müzik, tiyatro, bale ve sinema gibi sanat dallarında dünya çapında etkili bir kültür üretti. Tarkovski, Şostakoviç gibi isimler bunun göstergesidir.
Tüm bunlar, yoğun sansür, devlet denetimi ve bireysel hakların ciddi biçimde sınırlandığı bir dönemde ve sistemde gerçekleşti.
Gerçeklik Ne Diyor?
Bireysel özgürlükler ve ifade özgürlüğü, özellikle eleştirel düşünce, ahlaki sorgulama ve yenilikçilik için çok kıymetli unsurlardır. Ancak tarihsel örnekler bize gösteriyor ki:
Bilimsel, sanatsal ya da teknolojik üretim, mutlak anlamda bireysel özgürlüklere bağlı değildir.
İdeal olan, elbette hem özgürlüğün hem de ilerlemenin bir arada yürüyebilmesidir. Ancak bu, özgürlük olmadan ilerleme mümkün değildir sonucunu zorunlu kılmaz. Örnekler gösteriyor ki, farklı siyasal yapılar içinde de büyük sıçramalar yaşanabilir.
Sonuç:
Özgürlük olmadan sanat bilim ve teknoloji gelişemez iddiası bir şehir esanesidir!
Views: 1




















