Türkiye, İddialı Söylemlere Rağmen ‘Eylem Planı’na Neden Katılmadı?

15–16 Temmuz 2025 tarihlerinde Kolombiya’nın başkenti Bogota’da gerçekleştirilen ve İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ele alan uluslararası toplantıda, 30’dan fazla ülke temsilcisi bir araya geldi. Toplantı sonucunda İsrail’i sert ifadelerle kınayan bir bildiri yayımlandı ve bunun ötesinde, 6 maddelik somut bir eylem planı hazırlandı. Bu plan silah ambargosundan liman kısıtlamalarına, mevcut anlaşmaların askıya alınmasına kadar somut yaptırımlar içeriyordu.
Ancak Türkiye, toplantıya Dışişleri Bakan Yardımcısı düzeyinde katılmasına ve bildiriyi desteklemesine rağmen, söz konusu eylem planına imza atmadı. Bu durum, son yıllarda özellikle seçim dönemlerinde ve iç politikada İsrail’e karşı yüksek perdeden dile getirilen sert söylemlerle tezat oluşturdu. İktidar cephesinden gelen açıklamalar İsrail’in “soykırım uyguladığı”, “vahşetle hareket ettiği”, “terör devleti” olduğu yönünde iken, bu söylemlerin pratikte nasıl somutlaştığı kamuoyunda sorgulanmaya başlandı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Açıklama
Gelen tepkiler üzerine Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye, Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanması, İsrail’in uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi, insani yardımların engelsiz ulaştırılması, İsrail’in cezasızlık zırhının kaldırılması ve iki devletli çözüm temelinde kalıcı barışın sağlanması için uluslararası platformlardaki girişimlerini kararlılıkla sürdürmektedir. (…) Toplantıda sunulan 6 maddelik eylem planının bazı hususlarının hayata geçirilmesi kurumlar arası eşgüdüm gerektirmektedir. Katılımcı ülkelere bu belgeye imza için tanınan süre 20 Eylül 2025 tarihine kadar devam etmektedir.” (T24, 19 Temmuz 2025)
Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere Türkiye henüz sürecin dışında kalmış değil; ancak şu ana kadar eylem planına imza atmaması, söylem ve eylem arasındaki farkı gözler önüne seriyor.
Beklenen Tarih: 20 Eylül 2025
Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin eylem planına imza atabilmesi için 20 Eylül 2025 tarihine kadar süresi bulunuyor. Bu nedenle kamuoyunun bu tarihe kadar Türkiye’nin gerçekten İsrail’e karşı uluslararası alanda alınan yaptırım kararlarına katılıp katılmayacağını izlemesi önem taşıyor.
İktidarın iç politikada sert söylemlerle yürüttüğü İsrail karşıtı tutumun uluslararası düzlemde ne kadar karşılık bulacağı, bu tarihe kadar atılacak adımlarla somutlaşacak. Bu süreç, iktidarın söylemlerinin ne derece samimi ve kararlı olduğunu ortaya koyacak bir turnusol kağıdı işlevi görebilir.
Sonuç
Türkiye, iç siyasette İsrail’e yönelik güçlü söylemler üretse de, uluslararası arenada somut eylemlerde bulunma konusunda temkinli davranıyor. Bu durum, “sözde güçlü, eylemde temkinli” bir yaklaşımın açık örneğini ortaya koyuyor.
Haber Kaynakları
- Türkiye, İsrail’e karşı 6 maddelik eylem planına imza atmadı; Dışişleri’nden açıklama geldi, T24, 19 Temmuz 2025
- Türkiye neden eylem planına katılmadı?, Ekonomi Gazetesi, 20 Temmuz 2025
- Türkiye, İsrail’e karşı olan eylem planını imzalamadı!, Bugün Kıbrıs, 19 Temmuz 2025
Views: 2




















