Site icon BedriYilmaz.com

Kilroy Was Here

Kilroy Was Here: İnsanlığın Duvara Bıraktığı İz

İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı yıllarında, dünyanın dört bir yanında, siperlerin, gemi gövdelerinin ve yıkılmış duvarların üzerinde aynı ifade beliriyordu:

“KILROY WAS HERE.”

Kalın bir duvar çizgisinin ardından sarkmış, iri burunlu, şaşkın bakışlı bir yüz. Sanki “ben buradaydım” demekle kalmıyor, “sen de buraya geleceksin” diyordu. Bu birkaç kelime ve basit karikatür, savaşın soğukluğu içinde insanın varlık belirtisi haline geldi.

Savaşın Ortasında Bir Mizah Damarı

Rivayet, Massachusetts’li bir tersane müfettişi olan James J. Kilroy’un adından başlar. Kilroy, savaş gemilerinin gövdelerini denetlerken yapılan kontrollerin kaybolmaması için tebeşirle “Kilroy was here” notu düşerdi. Bu yazı, askerî malzemenin her yerine kazınır; gemilerle birlikte okyanusu geçer, cephelere ulaşır.

Diğer yandan Atlantik’in öte yanında, İngiltere’de başka bir karikatür dolanıyordu: “Mr. Chad.” O da aynı şaşkın suratla duvardan sarkar, altına “Wot! No Tea?” ya da “Wot! No Cigs?” gibi mizahi serzenişler yazılırdı. Bir süre sonra iki gelenek birleşti: Amerikalıların “Kilroy was here” yazısı ile İngilizlerin “Chad” figürü tek bir sembolde eridi.

Böylece, hem Atlantik hem Pasifik cephelerinde, her duvarın ardında, her baraka kapısında, her mühimmat sandığında aynı yüz ve aynı yazı görülür oldu. Kimi zaman mermilerin gölgesinde, kimi zaman bir tuvalet duvarında. Askerler nereye gittiyse, Kilroy onlardan önce gitmişti sanki.

Bir Askerin Anonim İmzası

“Kilroy was here” ne bir emir, ne bir propaganda cümlesiydi. Tam tersine, hiyerarşinin ötesinde, herkesin kullanabildiği bir ortak dil haline geldi.

Bir askerin bunu yazması, “Ben hayattayım, hâlâ buradayım” demekti. Ölümün, kaosun ve belirsizliğin ortasında bir varlık bildirgesiydi bu.

Kimi kaynaklarda, cephelerde bu yazıyı görmek askerlerin moralini yükselttiği anlatılır; çünkü o yazı, kendinden önce oradan geçmiş bir başka askerin varlığına dair küçük bir işaretti. İnsan, iz bıraktıkça dayanır; iz, insanın görünmeyen sürekliliğidir.

İlk Viral Sembol: Paylaşılan Bir Mizah

Bugün internetin “meme” kültürünü konuşuyoruz; oysa Kilroy, teknolojisiz çağın ilk viraliydi.
Ne bir merkezden yayıldı, ne de bir emirle.

Yalnızca askerler arasında paylaşılan, tekrarlandıkça güçlenen bir şaka, bir dayanışma sembolüydü.
Her yeni duvarda, her yeni ülkede aynı yazı görünür oldu. Bu tekrarlama, bir ulusun savaş boyunca kendi varlığını hissetme biçimiydi — hem bireysel hem kolektif bir “ben buradaydım” çağrısı.

Savaş Sonrası Sessiz Miras

Savaş bitince Kilroy da cephelerden döndü ama kaybolmadı.

Styx grubunun 1983 tarihli Kilroy Was Here albümünden, Washington’daki II. Dünya Savaşı Anıtı’na kadar birçok yerde yaşamaya devam etti.

Anıtın taş blokları arasına gizlenmiş iki küçük Kilroy gravürü, bugün hâlâ ziyaretçilerin karşısına çıkıyor.
Tarih boyunca başka kültürlerde de benzer figürler görüldü: Avustralya’da “Foo was here”, İngiltere’de “Mr Chad”, Sovyetler’de “Vasya was here.” Her biri, aynı insan dürtüsünün ifadesi: iz bırakma arzusu.

İnsanlığın “Buradaydım” Demesi

“Kilroy was here” aslında yalnızca bir savaş grafitisi değil, insanlığın evrensel bir davranış biçiminin izdüşümüdür.

Mağara duvarlarındaki el izlerinden, antik şehirlerin yazıtlarına kadar her çağda insanlar var olduklarını duyurma gereği hissettiler.

Bu ifade, insanın hem geçiciliğini hem de kalıcılık arzusunu aynı anda taşır: Bir gün gideceğim ama buradaydım.

Bir duvarın soğuk yüzeyine yazılan o cümle, belki de insanlığın en yalın özeti:

“Yaşıyorum, vardım, bir iz bıraktım.”

Kaynakça ve İleri Okuma

Views: 1

Exit mobile version