Sosyal Medya Günümüzde Hala Sosyalleşmek İçin mi Kullanılıyor?

Benim görüşüm net: bugün kullandığımız büyük sosyal platformlar teknik olarak ahal “sosyal medya” adını taşısa da işlevleri ve mantıkları bakımından artık esasen bir algoritma ekonomisi mecrası haline gelmiştir. Aşağıda bu tespiti önce tanım, sonra tarihçe ve son olarak kanıta dayalı argümanlar ve pratik önerilerle destekleyerek açıklıyorum.

Sosyal Ne Demektir? Sosyalleşmek Ne Demektir?

“Sosyal” sözcüğü, insanın başkalarıyla ilişki kurma, ortak duygular, ortak kültür ve ortak eylemler üretme kapasitesini tanımlar. “Sosyalleşmek” ise bireyin toplum içindeki rolleri, normları ve ilişkileri öğrenmesi — ve bu öğrenme/etkileşim sürecinde karşılıklı tanıma, empati, yüz yüze iletişim ve uzun vadeli bağların kurulmasıdır. Bu anlamda gerçek sosyalleşme, iki yönlü, bağ kurmaya dayalı ve genellikle tekrar eden etkileşimlerle örülür; tek seferlik tüketim ya da tek taraflı gönderim değil.

Eski Dönemlerde Sosyalleşme Nasıl Yapılıyordu?

Geçmişte sosyal ağlar fiziksel mekânlarda (kahvehane, mahalle, işyeri, okul, kulüp) ve sözlü/okunmuş kültürde (ederler, mektuplar, dernek buluşmaları) meydana geliyordu. Bu etkileşimler:

  • Yüz yüze iletişimi ve beden dilini içeriyordu,
  • Kısa süreli viral etkilere değil, tekrarlanan karşılıklı deneyimlere dayanıyordu,
  • Ortak pratikler ve yerel normlar üzerinden güven inşa ediyordu.

Sosyal Medyanın Başlangıcında Neler Sağlıyordu?

İnternetin ve sosyal platformların ilk yaygınlaşma dönemlerinde (ör. Facebook’un arkadaş/ilkokul arkadaşlarını bulma işlevi, forumların niş ilgi gruplarını bir araya getirmesi) platformlar gerçek bir sosyalleşme işlevi gördü: eski arkadaşların yeniden bulunması, ortak ilgi alanlarının (ör. bilimkurgu kulüpleri, hobi grupları) ortaya çıkması ve coğrafi engelleri aşan bağların kurulması gibi somut faydalar sağlandı. Bu erken dönem kullanım örnekleri, sosyal platformların topluluk oluşturma potansiyelini gösteriyordu.

Ne Değişti? Neden “Algoritma Medyası” Diyorum?

Günümüzde büyük platformların temel işleyişi, kullanıcıların “daha fazla dikkat” vermesini sağlayacak içerikleri tespit edip öne çıkarmaya dayanan öneri (recommender) sistemleri üzerine kuruludur. Bu algoritmaların önceliği “karşılıklı tanışma” değil, etkileşim (engagement) ve dolayısıyla reklam/gelir üretmektir. Bu olgunun akademik ve pratik izahı şu şekilde özetlenebilir:

  • Sosyal platformların içerik sıralaması genellikle tavsiye sistemleriyle (recommender systems) yapılıyor; hangi içeriğin kime gösterileceğini bu sistemler belirliyor. Bu, platformların “kimin duyacağı” sorusunu algoritmaya bıraktığı anlamına gelir. (Knight First Amendment Institute)
  • Dikkat ekonomisi ve mikroünlü (microcelebrity) kültürü, içerik üretiminin profesyonelleşmesine yol açtı: bireysel, samimi paylaşımlar yerini daha stratejik, para kazanma amaçlı üretime bıraktı; yaratıcılar (creators) artık birer küçük işletme gibi çalışıyor. Bu dönüşüm, “creator economy” adıyla literatüre girdi. (ctlj.colorado.edusignalfire.com)
  • Ekonomik veri ve pazar araştırmaları, yaratıcı-ekonomi ve platform tabanlı monetizasyonun önemli bir sektöre dönüştüğünü gösteriyor; platformlar ve yaratıcılar arasındaki gelir mekanizmaları büyüyor ve platform davranışları da buna göre evriliyor. (MBO PartnersInfluencer Marketing Hub)
  • Sonuç olarak algoritmalar “neyin popüler olduğunu” ve dolayısıyla “kimin görülür olacağını” belirlediğinde, organik arkadaş paylaşımları, niş hobi grupları ve derin ilişkiler azaltılıp; yüksek etkileşim, viral potansiyel ve reklam gelirine uygun içerikler öne çıkarılıyor. Bunun toplumsal etkileri, güven ve yerel sosyal sermayede erozyon, zamansal sömürü (attention extraction) ve içerik homojenleşmesidir. Bu mekanizmalar üzerine çalışmalar ve tartışmalar mevcut. (Knight First Amendment Institutejournals.law.harvard.edu)

Gözlemlerim: Eski Samimiyet Nereye Gitmiş?

Benim gözlemim ve pek çok araştırmanın da gösterdiği üzere:

  • Platformların “arkadaş” ya da “tanıdık” ağlarından çok, ilgi ve etkileşime dayalı bir pazaryeri haline gelmesi;
  • Kişisel/yerel paylaşımların yerini profesyonel veya yarı-profesyonel içerik üreticilerine bırakması;
  • Kısa, yüksek dikkat çekici formatların (short videolar, reels, shorts) bireylerin zamanını ve dikkatini hızla tüketmesi;
    bunlar sosyal medyanın sosyalleşme işlevini zayıflatan eğilimlerdir. Bu tespitler, hem saha çalışmalarının hem de dikkat-ekonomisi analizlerinin desteklediği bir dönüşüme işaret ediyor. (Pew Research Center)

Ne Kaybediyoruz?

  • Derinlik: Yüzeysel, hızla tüketilen içerikler; uzun sohbetlerin, derin tartışmaların, ortak öğrenmenin yerini alıyor.
  • Kontrol: Kimin görünür olduğu artık sosyal bağların gücüyle değil, algoritmanın tercihleriyle belirleniyor.
  • Zaman: Kullanıcıların dikkatleri hızlı içerikler ve “sürekli yenilik” döngüsüyle sömürülüyor; bu durum üretken ve düşünsel faaliyetlere ayrılabilecek zamanı azaltıyor.
    Bu kayıpların hem bireysel hem toplumsal maliyetleri var; örneğin zihinsel sağlık, topluluk dayanışması ve kültürel çeşitlilik üzerinde etkileri gözlemleniyor. (Pew araştırmaları gençlerin platformlarda hem bağlandığını hem de kaygı yaşadığını raporlamıştır.) (Pew Research Center)

Ne Yapmalı? Pratik Önerilerim

Benim önerilerim hem bireysel hem kurumsal düzeyde uygulanabilir:

  1. Tüketimi Kısıtlayın, Nitelikli İçeriğe Yatırım Yapın: Rastgele kısa videolarla geçirilen zamanı azaltıp, belirli saatlerde iki paragraf kitap okumak veya uzun bir makale okumak daha yararlı olacaktır.
  2. Ağınızı Bilinçli Kurun: Arkadaşlarınızı, geçmiş tanıdıklarınızı ve gerçek ilgi alanlarınıza hizmet eden küçük grupları (forumlar, e-posta listeleri, niş topluluklar) öne çıkarın. Platformlara bağlı kalmadan da topluluk oluşturun.
  3. Bildirimleri ve Algoritmayı Yönetin: Bildirimleri sınırlandırın; takip ettiğiniz hesapları, gerçek kişiler ve güvenilir kaynaklar lehine temizleyin.
  4. Platform Seçimi: Eğer amacı gerçek sosyalleşme ise özel forumlar, lokal dernekler, kitap kulüpleri ve yüz yüze etkinlikleri tercih edin; sosyal platformları yalnızca belli amaçlara (haber, organizasyon duyurusu vb.) sınırlayın.
  5. Kolektif Talepler: Şeffaflık, algoritma denetimi ve kullanıcı merkezli tasarım taleplerini destekleyin; algoritmaların nasıl çalıştığı ve hangi kriterlerle içerik öne çıkarıldığı konusunda daha fazla açıklama talep edin. (Akademik ve hukuki tartışmalar hız kazanmıştır.) (journals.law.harvard.edu)

Sonuç

Benim sonucum şu: sosyal medyanın başlangıçtaki “komşu, arkadaş, aynı ilgi alanına sahip kişilerle bağ kurma” işlevi anlamlı biçimde zayıflamıştır. Bu platformlar hâlâ bireylerin bağlantı kurmasına olanak verse de asıl mantıkları artık dikkati maksimize etmek ve gelir yaratmaktır. Bu dönüşümü kabul etmek yerine, kullanıcı olarak davranışlarımızı bilinçlendirerek, alternatif topluluk mekanizmaları kurarak ve platformlara dair kolektif talepler geliştirerek sosyal ilişki ve zamanımızı koruyabiliriz.

Kaynaklar

  • Knight First Amendment Institute. (2023). Understanding Social Media Recommendation Algorithms. (Erişim için kaynak referansı). (Knight First Amendment Institute)
  • Tufekci, Z. (2013). “Not This One:” Social Movements, the Attention Economy, and Microcelebrity Networked Activism. American Behavioral Scientist. (ctlj.colorado.edu)
  • SignalFire. (2020). What Is The Creator Economy? (Blog). (signalfire.com)
  • MBO Partners. (2024). Creator Economy Trends Report / State Of Independence (2024). (MBO Partners)
  • Pew Research Center. (2024). Social Media Fact Sheet / Americans’ Social Media Use. (Pew Research Center)


Views: 1

3 Comments

  1. […] Sosyal Medya Günümüzde Hala Sosyalleşmek İçin mi Kullanılıyor? Visited 5 times, 1 visit(s) today […]

  2. […] Sosyal Medya Günümüzde Hala Sosyalleşmek İçin mi Kullanılıyor? Visited 1 times, 1 visit(s) today […]

  3. […] Sosyal Medya Günümüzde Hala Sosyalleşmek İçin mi Kullanılıyor? Visited 1 times, 1 visit(s) today […]

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top
Creative Commons License
Except where otherwise noted, the content on this site is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.