Offensive Realism: Güç ve Güvensizlik Arasındaki Strateji
Uluslararası ilişkiler disiplininde realizm, devlet davranışlarını açıklamada en etkili teorik yaklaşımlardan biridir. Ancak realizmin kendi içinde farklı yorumları bulunur. Bu yaklaşımlardan biri olan Offensive Realism (Saldırgan Realizm), devletlerin yalnızca güvenliklerini sağlamakla yetinmediklerini, sistemin anarşik yapısı nedeniyle güçlerini sürekli artırmak zorunda kaldıklarını savunur.

Offensive Realism, özellikle John J. Mearsheimer’ın 2001 yılında yayımlanan “The Tragedy of Great Power Politics” adlı eseriyle sistematik hale gelmiştir. Mearsheimer’a göre uluslararası sistemin yapısı, devletleri saldırgan olmaya iter; çünkü “nihai güvenlik” ancak hegemonya ile sağlanabilir.
Teorik Temeller

Offensive Realism’in merkezinde beş temel varsayım bulunur (Mearsheimer, 2001):
- Uluslararası sistem anarşiktir — yani devletlerin üzerinde bağlayıcı bir otorite yoktur.
- Devletler birbirlerinin askeri kapasitesinden emin olamaz.
- Her devlet, hayatta kalmayı birincil amaç olarak görür.
- Devletler rasyonel aktörlerdir; kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalışırlar.
- Güç, güvenliğin tek garantisidir.
Bu koşullar, devletleri “güvenlik” yerine “güç” peşinde koşmaya yönlendirir. Çünkü sistemde güvenliğin mutlak biçimde garanti edilmesi mümkün değildir.
Defensive Realism’den Farkı
Defensive Realism, güç arayışını sınırlı tutar; aşırı güç biriktirmenin ters tepeceğini, diğer devletlerin tehdit algısını artırarak dengeleyici ittifaklara yol açacağını savunur (Waltz, 1979).
Buna karşın Offensive Realism, “daha fazla güç, daha fazla güvenlik” anlayışını benimser. Devletler, rakiplerini dengelemeden ziyade, onları baskı altına alarak veya kuşatarak kendi güvenliklerini sağlamaya çalışır.
Mearsheimer bu durumu “büyük güçlerin trajedisi” olarak tanımlar: Her devlet, kendini korumak isterken diğerlerinin korkusunu artırır; bu da uluslararası sistemi kalıcı güvensizlik içinde tutar.
Tarihsel ve Güncel Örnekler
- 19. Yüzyıl Almanyası (Bismarck Dönemi)
Almanya’nın birleşmesi sonrası izlediği yayılmacı dış politika, güç dengesini değiştirmiş ve Avrupa’da kalıcı bir güvensizlik yaratmıştır. Mearsheimer’a göre bu süreç, “güç maksimize etme” stratejisinin klasik örneğidir. - Soğuk Savaş Dönemi ABD – SSCB Rekabeti
Her iki süper güç de savunma amaçlı politikalarını “karşı tarafı dengelemek” adına başlatsa da, sonuçta her adım yeni bir tehdit algısı yaratmıştır. Offensive Realism bu durumu, “rakibini geride bırakma” arzusuyla açıklamaktadır. - 21. Yüzyıl Çin – ABD Rekabeti
Mearsheimer’a göre günümüz uluslararası sisteminde Çin’in yükselişi, kaçınılmaz biçimde ABD ile bir hegemonya mücadelesine yol açacaktır. Bu, güvenlik arayışının değil, bölgesel hakimiyet arayışının sonucudur.
Eleştiriler
Offensive Realism, devlet davranışlarını açıklamada güçlü bir araç olsa da, sıklıkla iyimserlikten uzak, çatışma-merkezli bir bakışla eleştirilmektedir.
Eleştirilerden bazıları şunlardır:
- Devletlerin yalnızca askeri güçle hareket ettiğini varsayar, diplomasi veya ekonomik bağımlılığı ihmal eder.
- Teknoloji, normlar ve kurumların güvenlik üzerindeki etkisini yeterince dikkate almaz.
- Liberal teorisyenlere göre, güvenlik işbirliği ve uluslararası kurumlar, bu “güç döngüsünü” kırabilir (Keohane & Nye, 1987).
Bununla birlikte Mearsheimer, bu eleştirilere “uluslararası sistemin doğası işbirliğini değil, rekabeti ödüllendirir” diyerek yanıt verir.
Analitik Değerlendirme
Offensive Realism, Herz’in “Security Dilemma”sını daha karanlık bir biçimde yorumlar:
Her devletin güvenlik arayışı, diğerinin korkusu olur. Defensive Realism güvenlik ikilemini yönetilebilir bulurken, Offensive Realism bunu yapısal bir kader olarak görür.
Bu teori, büyük güçlerin neden sürekli rekabet halinde olduğunu ve neden kalıcı barışın sağlanamadığını anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Günümüzde ABD-Çin rekabeti, Rusya’nın Avrasya politikası ve hatta Avrupa Birliği’nin savunma stratejileri bu perspektifle okunabilir.
Kaynakça
- Herz, J. H. (1950). Idealist Internationalism and the Security Dilemma. World Politics, 2(2), 157–180.
- Mearsheimer, J. J. (2001). The Tragedy of Great Power Politics. New York: W.W. Norton.
- Waltz, K. N. (1979). Theory of International Politics. Reading, MA: Addison-Wesley.
- Keohane, R. O., & Nye, J. S. (1987). Power and Interdependence: World Politics in Transition. Boston: Little, Brown.
- Jervis, R. (1978). Cooperation under the Security Dilemma. World Politics, 30(2), 167–214.
- Glaser, C. L. (1997). The Security Dilemma Revisited. World Politics, 50(1), 171–201.
Views: 1



















