Bir İlişkiden Ne Beklediğini Bilmeden, Sağlıklı Bir Birliktelik Kurulmaz

Gözlemlediğim kadarıyla, günümüzde romantik ilişkiler ciddi bir kimlik ve yön problemi yaşıyor. Özellikle genç kadınların —ki burada hem yaşça genç olanları hem de ilişkiler dünyasında henüz olgunlaşmamış olanları kastediyorum— bir ilişkiye başlamadan önce kendilerine sorması gereken en temel soruyu sormadıklarını görüyorum: “Ben bir ilişkiden ne bekliyorum?”

Bu soruya verilmemiş bir yanıtla başlanmış her ilişki, sürüklenen bir yaprak gibi rüzgarla nereye savrulacağı belli olmayan bir sürece dönüşüyor. Oysa bu sorunun cevabı, ilişkilerdeki rota belirleyicidir. Cevap belliyse, ilişkide neye tahammül edileceği, neye edilemeyeceği, neyin değerli olduğu, neyin tolere edilemeyeceği baştan bilinir. Değilse, ortaya çıkan ilişki kargaşası sadece zaman ve ruh kaybına yol açar.

Kadınların, özellikle de genç kadınların, ilişkileri bir tür “başarı hikayesi” ya da “kurtuluş projesi” olarak görmeye eğilimli olduğunu gözlemliyorum. Bunda toplumsal baskıların, kültürel kodların ve romantik ilişkiler etrafında örülmüş medya kurgularının büyük rolü var. Ama işin aslı şu: Bir ilişki, sizi kurtarmaz. Bir ilişki, sizi tamamlamaz. Bir ilişki, kendi başına mutlu etmez. Eğer ilişki iki kişinin içsel huzurunu çoğaltmıyorsa, o ilişki bir yük haline gelir.

Ne yazık ki, “Ben bu ilişkiye çok emek verdim” cümlesi bu noktada sık sık karşımıza çıkıyor. Ama aslında bir ilişkiye emek verilmez; bir ilişki yaşanır. Eğer iki taraf da ne aradığını biliyorsa, bu yaşanış zaten bir harmoni içinde olur. Eğer biri ya da her ikisi ne aradığını bilmiyorsa, o zaman ortaya çıkan ilişki boşa harcanmış çabayla, karşılıksız beklentilerle, kırılmalarla, hayal kırıklıklarıyla dolu bir zemine oturur.

Bu sorunun temelinde, değerlerin kaybı yatıyor. Güven, sadakat, vefa, huzur gibi kavramlar artık ya nostalji olarak görülüyor ya da “fazla idealist” bulunuyor. Bunun yerine statü, para, dış görünüş, popülerlik gibi ölçütler öne çıkıyor. Oysa ilişkiler —tıpkı dostluk gibi— derin değerler üzerine kurulur. Günlük heyecanlar, anlık hazlar, dışsal motivasyonlar bir ilişkinin devamlılığı için asla yeterli değildir.

Bir keresinde yabancı uyruklu bir kadın tanıdığımdan şöyle bir cümle duymuştum: “Ben artık evlenmek istiyorum çünkü çalışmaktan çok yoruldum.” Bu ifade bile tek başına gösteriyor ki bazı insanlar ilişkileri bir finansal kaçış noktası ya da yaşamı kolaylaştırma aracı olarak görebiliyor. Fakat bu bakış, ilişkinin ruhunu öldürüyor. Çünkü böyle bir yaklaşımda insan değil, çıkar ön planda oluyor.

Bense ilişkide aranması gereken temel unsurların çok daha derin olduğunu düşünüyorum: Huzur, güven, karşılıklı saygı, sevgi ve dostluk… Bunlar varsa bir ilişkide, o ilişki kendiliğinden değerli olur. Bunlar yoksa, ne kadar “emek” verirsen ver, ilişki sadece zaman kaybına dönüşür.

İlişkiler, hayatın en mahrem aynalarındandır. O aynaya baktığında ne gördüğün, aslında kendine ne kadar dürüst olduğunla ilgilidir. Bu nedenle, bir ilişkiye başlamadan önce en kritik soruyu sormak ve dürüstçe cevaplamak gerekiyor: “Ben bir ilişkiden ne bekliyorum?”

© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Visited 4 times, 1 visit(s) today
Content Protection by DMCA.com

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top



© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Creative Commons License
Except where otherwise noted, the content on this site is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.