Evlilik Bir Amaç Değil, Hayat Yolunda Bir Araçtır

Çevremde farkettiğim özellikle kadınlar arasında en çok hataya konulardan biri, evliliğin mutluluğun kapısını aralayacak bir “sonuç” olduğu sanılması. Tıpkı yeni çıkan bir iPhone modeline sahip olmanın insanı mutlu edeceğine dair yaratılan yapay algı gibi, evliliğin de benzer bir algı bombardımanına maruz kaldığını fark ediyorum.

Tüketim toplumunda bize sürekli olarak, “Bir şeylere sahip olursan mutlu olursun” deniyor. O şey kimi zaman pahalı bir saat, kimi zaman son model bir araba, kimi zamansa idealize edilmiş bir evlilik. İnsan bu fikirle öyle sık karşılaşıyor ki, sorgulamadan kabulleniyor. Sahip olunacak her yeni şeyin bir “mutluluk anahtarı” olduğuna inanıyor. Zannediliyor ki evlenilince hayat düzene giriyor. insanın içindeki boşluklar doluyor. Hayatın anlamı çözülüyor. Oysa işler hiç de öyle yürümüyor. Çünkü evlilik tıpkı iPhone gibi bir “araç”. Hayatı kolaylaştırabilir, anlamlı hale getirebilir; ama doğru kişiyle, doğru niyetle, doğru zamanda olmadıkça, o araç bir işe yaramıyor.


Bizde, özellikle Türk toplumunda, evlilik sanki kadınların “kariyer hedefi” gibi sunuluyor. Kız çocukları daha çocukken bile “kocaya gitmek” fikrine alıştırılıyor. 20’li yaşlara geldi mi “Kızım hâlâ evlenmedin mi?” soruları başlıyor. Erkekler de bu kültürel baskının altında, ne olduğunu tam anlamadan, hazır olmadan evlenmek zorunda kalabiliyor.

Toplumun bu baskısıyla evlenen pek çok insan evlenince bir şeylerin yoluna gireceğini ve mutlu olunacağını sanıyor. Oysa evlilik, hayatı kurtaran sihirli bir formül değil. Eğer yanınızdaki insan kafa denginiz değilse, birlikte gelişebileceğiniz bir yol arkadaşı değilse; evlilik sizi iyileştirmez, aksine yorar. Ve mutsuzluk kaynağı olur.

Mutluluğun evlilikte ya da maddi şeylerde olduğunu zannetmek, insanı büyük bir boşluğa sürüklüyor. Yeni bir telefon aldığınızda mutlu olmuyorsunuz, yalnızca kısa bir heyecan yaşıyorsunuz. Sonra tekrar o içsel boşlukla baş başa kalıyorsunuz. Evlilikte de aynı şey geçerli. Eğer kendi içsel denge ve huzurunuzu kurmadan evlenir hele hayat yoldaşınızı da yanlış seçerseniz mutlu olmak şöyle dursun, mutsuzluğunuzu daha da derinleştirebiliyorsunuz.

Şunu açık yüreklilikle söyleyebiliyorum: Evlilik bir “sonuç” değil, sadece bir “araçtır”. Hayat yolunda size eşlik edecek bir yol arkadaşıyla birlikte yürümek için bir zemin olabilir ama tek başına anlam, tek başına çözüm değildir. Hatta bazen kendi başına en büyük sorun hâline de gelebilir.


Beni bu yazıyı yazmaya iten şey, çevremde aynı yanılgıya düşen çok fazla insan görmem. Özellikle genç kadınların evliliği bir “kurtuluş yolu” gibi görmeleri, erkeklerin de bu baskıyla yanlış evliliklere sürüklenmesi… Tüm bunların sonunda kaybedilen yıllar, kaybolan benlikler ve örselenen hayatlar…

Bana sorarsanız, önce insan kendini tanımalı. Ne istediğini bilmeli. Kendini gerçekleştirmeye çalışmalı. Mutluluğu bir evde, bir arabada ya da bir eşte aramamalı. Bu gibi şeyler hayatı kolaylaştıran, anlamlı hale getirebilen araçlar olabilir ama hiçbir zaman amaç olmamalı.

Çünkü hayat, başkalarının bize dayattığı değil; bizim kendimize dürüstçe kurduğumuz bir düzlemde anlamlıdır.

© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Visited 5 times, 1 visit(s) today
Content Protection by DMCA.com

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top



© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Creative Commons License
Except where otherwise noted, the content on this site is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.