YouTube’un Sosyal Medyaya Dönüşüm Hikayesi
Eskiden YouTube dendiğinde aklıma gelen tek şey, bir şeyler izlemekti. Film kesitleri, müzik videoları, amatör çekimler ya da komik kedili videolar… YouTube, o zamanlar daha çok bir “seyirlik” platformdu. Ama bugün geriye dönüp baktığımda, YouTube’un o haliyle bugünkü halinin arasında derin bir fark olduğunu görüyorum. Artık sadece video izlenen bir platform değil; aynı zamanda insanları tanımaya yarayan, kişisel bir sosyal medya profiline dönüşmüş bir mecra haline geldi.
Nasıl mı?
Bir Profil Olarak Sosyal Medya

Bir insan hakkında fikir edinmek için artık CV’ye bakmak tek başına yetmiyor. Facebook paylaşımları, arkadaş çevresi, beğenileri… Bunlar bize onun sosyal çevresi ve hayatı hakkında ipuçları sunuyor. X (eski adıyla Twitter) üzerinden ise ideolojik konumunu, dünya görüşünü hatta siyasi tercihlerine kadar pek çok bilgiye ulaşabiliyoruz. Takip ettiği hesaplar bile bize onun karakterine dair şeyler söylüyor.

Instagram’a geldiğimizde ise görsellik öne çıkıyor. Paylaştığı fotoğraflar, story’ler, reels videoları… Bunlar da o kişinin yaşam tarzını, estetik anlayışını ya da ideallerini anlamamıza olanak tanıyor.
Tüm bu platformlar, bir insanla yeni tanıştığımızda onun hakkında fikir sahibi olmak için başvurduğumuz yerler haline geldi. Hatta vize başvurularında, iş görüşmelerinde sosyal medya hesaplarımız bizden talep ediliyor. Çünkü artık bu mecralar birer dijital özgeçmiş gibi kullanılıyor.
YouTube’un Geçirdiği Sessiz Devrim

Pandemiyle birlikte, içerik üretimi hiç olmadığı kadar yaygınlaştı. Herkes bir şekilde video üretmeye başladı. Bu süreçte YouTube da değişti. Artık sadece video izlemek için değil, bir insanın kim olduğunu, ne düşündüğünü, neyi önemsediğini görmek için de YouTube’a bakıyoruz.
YouTube kanalı olan biri için bu kanal artık bir içerik galerisi olmanın ötesinde bir kişisel profil niteliğinde. Bir insanın hangi videoları çektiği, neyi anlattığı, neyi nasıl sunduğu — hepsi bize onun hakkında bir şey söylüyor. Üstelik bu bilgi, kimi zaman yazılı sosyal medya profillerinden çok daha güçlü ve etkili olabiliyor. Çünkü burada hem ses var, hem görüntü var, hem de kurgu var. Yani bir bakıma “kendini anlatma”nın en etkili yollarından biri haline geldi.
Bugün biriyle tanıştığımda “YouTube kanalın var mı?” diye sormam, aslında onunla ilgili daha derin bir bağ kurmak için bir araç haline geldi. Çünkü YouTube da artık diğer sosyal medya platformları gibi bir kimlik, bir vitrin, bir dijital CV haline geldi.
Sonuç
YouTube’un yalnızca bir video paylaşım platformu olmaktan çıkıp bir sosyal medya profiline dönüşmesi, internetin geçirdiği evrimin en güzel örneklerinden biri. İzlemek için girdiğimiz yerde artık tanımak için kalıyoruz. Ve belki de en önemlisi, artık herkes bir şey anlatma derdinde. Kimisi içini döküyor, kimisi eğlendiriyor, kimisi öğretiyor… Ama hepsi bir şekilde kendini var ediyor. İşte bu yüzden YouTube artık bir profil. Hem de oldukça etkili bir profil.
© 2025, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International