“Bizim Kültürümüzde Böyle”: Geleneksel Söylemin Sorgulanmayan Gücü
🔍 Giriş
Toplumların kimliklerini tanımlarken sıkça başvurdukları ifadelerden biri “bizim kültürümüzde böyle” şeklindeki kalıptır. Bu söylem; davranışları, değer yargılarını, hatta hukuki ve ahlaki normları meşrulaştırmak için bir gerekçe olarak kullanılır. Ancak çoğu zaman bu ifade, eleştirilmesi gereken yapısal sorunların üzerini örtmek, bireysel hakları bastırmak ya da değişim taleplerini susturmak için bir araç hâline gelir.
Bu yazıda, “bizim kültürümüzde böyle” ifadesinin nasıl bir kültürel aldatmaca işlevi gördüğünü, tarihsel ve sosyolojik bağlamda nasıl inşa edildiğini ve birey üzerindeki etkilerini akademik temelde irdeleyeceğim.
🧱 Bu İfadenin Taşıdığı Varsayımlar
“Bizim kültürümüzde böyle” diyen biri çoğunlukla şu önkabulleri dile getirmektedir:
- Kültür değişmez ve mutlak bir şeydir.
- Her birey o kültürün gereklerini sorgusuz kabul etmelidir.
- Alternatif davranış biçimleri kültüre tehdit oluşturur.
- Toplumun ortak hafızası bireysel tercihlerden üstündür.
Oysa bu varsayımların büyük kısmı hem tarihsel hem sosyolojik açıdan geçersizdir.
📚 Kültür Değişir, Donmaz
Antropolog Edward T. Hall ve Clifford Geertz gibi düşünürlerin de belirttiği gibi, kültür bir “canlı organizma” gibidir. Zamanla değişir, başka kültürlerle etkileşime girer ve dönüşür. Kültürü sabit ve kutsal bir varlık gibi sunmak, onu siyasal ya da ideolojik amaçlarla manipüle etmenin zeminini hazırlar.
Örneğin:
- Kadınların kamusal alanda aktif olmamasını “bizim kültürümüzde kadının yeri evidir” diye açıklamak, geçmişin toplumsal cinsiyet rollerini bugünün şartlarına dayatmak anlamına gelir.
- Gençlerin farklı giyinmeleri ya da özgün müzik türleriyle ilgilenmeleri, “kültürümüze aykırı” şeklinde damgalandığında, aslında gençlerin ifade özgürlüğü bastırılmış olur.
🧠 Kolektif Kimlik Adına Bireyin Bastırılması

Bu tür ifadeler, bireyin kendini gerçekleştirme hakkını toplumun kolektif kimliği adına ikinci plana iter. Sosyolog Erving Goffman’ın “sosyal rol” kavramı çerçevesinde baktığımızda, bu tür kültürel yargılar bireyin kendi rolünü seçmesini değil, mevcut rolleri sorgusuz oynamasını zorunlu kılar.
Bu nedenle “bizim kültürümüzde böyle” ifadesi, çoğu zaman bireyin gelişimini engelleyen bir zincire dönüşür.
🏛️ Tarihsel Gerçeklikler: Kültür Sürekli Yeniden Yazılır
Kültür sandığımız birçok şey, aslında belli dönemlerde oluşmuş uygulamalardır. Örneğin:
- Bugün “gelenek” diye sunulan pek çok ritüel, 19. yüzyılda milliyetçi ideolojilerin inşa sürecinde “icat edilmiş gelenekler”dir. (Bkz: Eric Hobsbawm, The Invention of Tradition, 1983)
- “Bizim kültürümüzde misafirperverlik kutsaldır” gibi ifadeler, toplumsal rekabetin, ekonomik dengesizliklerin ve güç ilişkilerinin üzerini örtebilir.
Dolayısıyla, kültür dediğimiz şey bir “hafıza deposu” değil, sürekli yeniden yazılan bir “toplumsal kurgu”dur.
💬 Günlük Hayattan Örnekler
- Bir genç, yurtdışında okumak istediğinde ailesi şu yanıtı verir: “Bizim kültürümüzde çocuk ailesini bırakıp gitmez.”
- Bir kadın, boşanma kararı aldığında çevresi tepki gösterir: “Bizim kültürümüzde kadın yuvayı terk etmez.”
- Bir birey, farklı bir siyasi görüş dile getirdiğinde susturulur: “Bizim kültürümüzde büyüklerin sözü dinlenir.”
Bu söylemler; bireyin kararlarını, özgürlüğünü ve gelişimini geleneksel bir şemaya zorla uydurma işlevi görmektedir.
✅ Alternatif Yaklaşım: Kültürü Sabitlemek Yerine Eleştirel Gözle Yeniden Okumak

Kültür, toplumu oluşturan bireylerin ortak paydası olduğu kadar onların yaratıcı katkılarıyla da şekillenir. Bu nedenle:
- Kültürü bir kutsal metin gibi değil, yaşayan bir organizma gibi ele almak gerekir.
- Gelenek ile baskı arasındaki fark açık biçimde tanımlanmalıdır.
- Bireylerin kültürel normları sorgulaması düşmanlık değil, sağlıklı sosyal dinamizm olarak değerlendirilmelidir.
📎 Sonuç
“Bizim kültürümüzde böyle” ifadesi, ilk bakışta toplumun ortak değerlerini koruyan bir uyarı gibi görünse de; çoğu zaman sorgulamayı bastıran, bireysel özgürlükleri tehdit eden ve toplumsal dönüşümün önünü tıkayan bir söylem işlevi görür. Kültürel aldatmacaları fark etmek ve analiz etmek, ancak kültürü sabit değil, dönüşebilir bir yapı olarak görmeye başladığımızda mümkün olur.
© 2025, Bedri Yılmaz.
BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International