Thomas Piketty’ye Göre Sermaye (Servet)in Getirisi Ekonomik Büyüme Oranından Büyük Olursa Ne Olur?

Thomas Piketty’nin “r > g” Formülasyonu Ne Anlatıyor?
Thomas Piketty’ye Göre Zenginler Neden Daha Hızlı Zenginleşiyor?
Thomas Piketty’nin “r > g” Formülasyonu ve Türkiye’de Enflasyonun Servet Transferine Etkisi


Giriş

Son yıllarda ekonomik eşitsizlik, küresel ölçekte artan bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Bu bağlamda, Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin “r > g” formülasyonu, servet ve gelir dağılımındaki dengesizliklerin anlaşılmasında önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır. Bu makalede, Piketty’nin kim olduğu, “r > g” formülasyonunun neyi ifade ettiği, bu formülasyonun ekonomi literatüründeki yeri ve eleştirileri ile Türkiye’deki enflasyonun servet transferine etkisi detaylı bir şekilde incelenecektir.

Thomas Piketty


Thomas Piketty Kimdir?

Thomas Piketty, Fransız bir ekonomist olup, özellikle gelir ve servet eşitsizliği üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. 2013 yılında yayımlanan “Capital in the Twenty-First Century” (21. Yüzyılda Kapital) adlı eseri, ekonomik eşitsizlik konusunu yeniden gündeme taşımış ve geniş çapta tartışmalara yol açmıştır. Piketty, bu eserinde, tarihsel veriler ışığında, kapitalist ekonomilerde servet birikiminin nasıl şekillendiğini ve bu birikimin toplumsal yapılar üzerindeki etkilerini analiz etmiştir. 


“r > g” Formülasyonu: Anlamı ve Önemi

Piketty’nin “r > g” formülasyonu, sermayenin getirisi (r) ekonomik büyüme oranından (g) büyük olduğunda, servetin zamanla daha az sayıda kişinin elinde yoğunlaşacağını ifade eder. Bu durum, özellikle düşük büyüme oranlarına sahip ekonomilerde, geçmişten gelen servetin yeni yaratılan gelirden daha hızlı artmasına ve dolayısıyla eşitsizliğin derinleşmesine neden olur. Piketty, bu eğilimin, demokratik toplumlar için ciddi tehditler oluşturabileceğini savunur.


Ekonomi Literatüründe “r > g” Formülasyonu

Piketty’nin “r > g” formülasyonu, ekonomi literatüründe geniş yankı uyandırmıştır. Destekleyenler, bu formülasyonun tarihsel verilerle desteklendiğini ve mevcut ekonomik sistemlerin eşitsizliği artırıcı etkilerini ortaya koyduğunu belirtirler. Eleştirenler ise, formülasyonun bazı varsayımlarının gerçekçi olmadığını ve tüm ekonomiler için geçerli olamayabileceğini savunurlar. Örneğin, Harvard Üniversitesi’nden N. Gregory Mankiw, “r > g” eşitsizliğinin, servet eşitsizliğinin artışını açıklamada yetersiz olduğunu ve diğer faktörlerin de dikkate alınması gerektiğini öne sürmüştür.


Enflasyon ve Servet Transferi

Enflasyon, genel fiyat seviyelerindeki sürekli artış olarak tanımlanır. Yüksek enflasyon dönemlerinde, sabit gelirli bireylerin satın alma gücü azalırken, varlık sahipleri (örneğin, gayrimenkul veya finansal enstrümanlara yatırım yapmış olanlar) enflasyon karşısında daha korunaklı hale gelir. Bu durum, düşük gelirli bireylerin reel gelirlerinin erimesine ve zenginlerin servetlerinin artmasına neden olur.

Türkiye’de yapılan bir araştırma, enflasyonun en düşük gelir grubu ile en yüksek gelir grubu arasındaki farkı artırdığını ve tüketim sepetlerinde harcama kalemlerinin payının değiştiğini göstermektedir. Bu, enflasyonun gelir dağılımını olumsuz etkilediğini ve servet transferine yol açtığını ortaya koymaktadır.


Türkiye’de Enflasyon ve Servet Transferi

Türkiye’de son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon, mevduat faizlerinin enflasyonun altında kalması ve kredi faizlerinin düşük tutulması, sermaye sahiplerinin lehine bir ortam oluşturmuştur. Bu durum, düşük gelirli bireylerin tasarruflarının reel değerinin azalmasına ve varlık fiyatlarının artmasıyla birlikte servetin daha az sayıda kişinin elinde toplanmasına neden olmuştur.

Özellikle 2021-2023 döneminde, enflasyon oranlarının %50’nin üzerine çıkması, sabit gelirli bireylerin yaşam standartlarını olumsuz etkilemiş ve gelir dağılımındaki adaletsizliği artırmıştır. Bu süreçte, varlık sahipleri, enflasyondan korunmak için yatırımlarını döviz, altın ve gayrimenkul gibi enflasyona karşı dirençli alanlara yönlendirmiştir.


Sonuç ve Değerlendirme

Thomas Piketty’nin “r > g” formülasyonu, servet eşitsizliğinin artışını açıklamada önemli bir araç olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon, bu formülasyonun öngördüğü şekilde, servet transferine ve gelir dağılımında bozulmalara yol açmıştır. Bu durum, ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesini ve eşitsizliği azaltıcı önlemlerin alınmasını gerektirmektedir.


Kaynakça ve Okumalar

© 2025, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Content Protection by DMCA.com

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top