Site icon BedriYilmaz.com

Kültürel Aldatmacalar – Yapabilirsin

“İstersen Yapabilirsin”: Sınırsız Güç Miti ve Gerçek Hayatın Sınırları

🔍 Giriş

Motivasyon literatüründe en sık rastladığım söylemlerden biri: “İstersen yapabilirsin.” Bu cümle, ilk bakışta özgürleştirici ve ilham verici görünüyor. Ancak ben bu söylemin derinlemesine analiz edildiğinde, bireyin hem psikolojik sağlığına zarar verdiğini hem de toplumda adaletsizlikleri göz ardı eden bir zihinsel çerçeve sunduğunu düşünüyorum.

Bu yazıda, “istersen yapabilirsin” klişesinin ardındaki bireyci mitleri, sosyoekonomik gerçeklerden kopuk bakış açılarını ve bu ifadenin insanlar üzerinde nasıl baskı kurduğunu kendi deneyimlerim ve bilimsel bulgular eşliğinde inceleyeceğim.


🎭 Sınırsız Potansiyel Yanılsaması

“İstersen yapabilirsin” ifadesi, bireyin yeterince isterse, her şeyi başarabileceği varsayımına dayanır. Ancak bu ifade birçok önemli değişkeni yok sayar:

Ben bu klişeyi dinlediğimde şu soruyu sormayı alışkanlık hâline getirdim: “Gerçekten herkes, sadece isterek bir şeyi yapabilir mi?” Gerçek hayatın verileri bu söylemi büyük ölçüde yalanlıyor.


📚 Bilim Ne Diyor?

Sosyal psikoloji ve gelişim psikolojisi alanlarında yapılan araştırmalar, başarıyı etkileyen faktörlerin karmaşık bir sistem oluşturduğunu gösteriyor. Örneğin:

Yani, yalnızca istemekle bir şeyin yapılabilir olması, bilimsel olarak savunulabilir bir düşünce değildir. Ben de çalışmalarımda bireylere bu denli yük bindiren ve başarısızlıklarını “yeterince istememekle” açıklayan bu yaklaşımın son derece zarar verici olduğunu gördüm.


⚖️ Başarı Bireyin Değil, Sistemin de Sorumluluğundadır

“İstersen yapabilirsin” anlayışı, başarısızlığı yalnızca bireysel sorumluluğa bağladığı için toplumsal eşitsizlikleri göz ardı eder. Bu da neoliberal bireycilik anlayışının bir uzantısıdır.

Benim gözlemim şu: Bu söylem bireyi değil, sistemi aklar. Oysa tam tersi olması gerekir. Başarının önündeki engelleri yalnızca içsel bir zayıflık gibi görmek, toplumsal duyarlılığı ortadan kaldırır.


🧠 Psikolojik Etkiler: Sessiz Suçluluk

Bu klişe özellikle gençlerde ve ergenlerde yüksek beklenti, suçluluk ve değersizlik duygularını tetikler. Şöyle düşünün:

Oysa kişi o hedef için çok şey yapmış olabilir; sadece ortamı, zamanı ya da desteği yetersizdir. Ben danışanlarımla yaptığım birçok çalışmada bu içsel suçlamanın bireyleri ne kadar derinden etkilediğine tanıklık ettim.


✅ Alternatif Bir Yaklaşım: Gerçekçi Hedef, Gerçekçi Süreç

Benim benimsediğim alternatif yaklaşım şöyle:

Bu yaklaşım, bireyi aşağı çekmez; aksine onu daha sağlam bir zemine oturtur. Kişisel gelişim, büyülü cümlelerle değil, sağduyu, emek ve çevresel farkındalıkla inşa edilir.


📌 Sonuç

“İstersen yapabilirsin” ifadesi, niyetin gücünü yüceltirken, gerçek hayatın dinamiklerini ihmal eden, bireyi yalnızlaştıran ve hatalı bir başarı tanımı dayatan bir kültürel aldatmacadır.

Ben bu tür söylemleri sorgulamanın, kişisel gelişimi daha sağlıklı, adil ve sürdürülebilir bir düzleme taşıyacağına inanıyorum. Başarmak için istemek önemlidir, evet. Ama sadece istemek yetmez. Bilinçli çaba, destek sistemi ve doğru stratejiler olmadan, ne yazık ki nice iyi niyet havada kalır.


Views: 2

Exit mobile version