Mansplaining Nedir? Kökeni, Kullanımı ve Toplumsal Yansımaları

Mansplaining, gündelik hayatta giderek daha fazla karşılaştığımız, özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini görünür kılan bir kavram. Ben de bu yazıda hem terimin kökenini hem toplumsal etkilerini hem de örnekleriyle nasıl işlediğini açıklamak istiyorum.
Mansplaining Nedir?
Mansplaining, “man” (erkek) ve “explaining” (açıklamak) kelimelerinin birleşiminden oluşmuş bir terimdir. Basitçe ifade etmek gerekirse, bir erkeğin, bir kadına, kadının zaten bildiği veya o konuda uzman olduğu bir konuyu, çoğu zaman üstten bir tavırla ve küçümseyici biçimde açıklamasını ifade eder. Burada asıl mesele, sadece açıklamak değil, açıklamanın ardındaki ataerkil bilgi üstünlüğü varsayımıdır.
Bu terim genellikle erkeklerin kadınları bilinçli ya da bilinçsiz olarak “bilgiye erişemeyen” bireyler gibi görüp, onlara öğretmeye çalışmaları durumunda kullanılır. Bu davranışın en karakteristik özelliği, kadının uzmanlığı ya da bilgi düzeyi görmezden gelinirken, erkeğin açıklamaya kalkıştığı konular hakkında çoğu zaman yüzeysel bilgiye sahip olmasıdır.
Terimi İlk Kim Ortaya Attı?
Mansplaining kelimesi ilk kez Amerikalı yazar Rebecca Solnit tarafından dolaylı olarak gündeme getirildi. Solnit, 2008 yılında Los Angeles Times’da yayımlanan bir makalesinde, başından geçen bir olayı anlattı. Makalenin başlığı sonradan büyük ilgi gördü: “Men Explain Things to Me” (Türkçesi: Erkekler Bana Şeyleri Açıklıyor).

Rebecca Solnit
Bu yazıda Solnit, bir davette bir adamın ona, kendisinin yazdığı bir kitabı yazarı tanımadan uzun uzun anlattığını aktarır. Kadın yazar olduğunu söylemesine rağmen adam onu susturarak kitabın içeriğini anlatmaya çalışır. Aslında bu olay doğrudan “mansplaining” terimini içermese de, bu tavrın tipik bir örneğiydi.
Kavramın kendisi o makaleden kısa süre sonra feminist bloglar, sosyal medya ve medya yayınları aracılığıyla “mansplaining” şeklinde adlandırıldı. Terim, 2010’lu yılların başında yaygınlık kazandı.
Hangi Yayınlarda ve Bağlamlarda Geçti?
Rebecca Solnit’in bu yazısı daha sonra 2014 yılında aynı adla kitaplaştırıldı:
📘 Solnit, R. (2014). Men Explain Things to Me. Haymarket Books.
Bu kitap, feminist literatürde önemli bir yere sahiptir ve mansplaining kavramının tanımlanması ve yaygınlaşmasında büyük rol oynamıştır.
Akademik çevrelerde ise mansplaining, toplumsal cinsiyet çalışmaları, kadın araştırmaları ve iletişim kuramları gibi disiplinlerde analiz edilmeye başlanmıştır.
Örneğin:
- Kirk & Okazawa-Rey (2017), “Women’s Lives: Multicultural Perspectives” adlı eserlerinde mansplaining’in kültürel kodlar ve erkek egemen sistemle ilişkisini irdelemiştir.
- Tannen (1990), “You Just Don’t Understand: Women and Men in Conversation” adlı kitabında cinsiyetler arası iletişim farklılıklarının bu tür örüntülere nasıl zemin hazırladığını göstermiştir (Tannen terimi kullanmamış olsa da davranışı analiz etmiştir).
Mansplaining Nasıl İşler?
Mansplaining, genellikle aşağıdaki adımlar üzerinden işler:
- Konuşma Başlangıcı: Erkek taraf, konuyla ilgili bilgiye sahip olduğunu varsayar.
- Kadının Konumu Göz Ardı Edilir: Karşısındaki kadının uzmanlığı, deneyimi ya da söz hakkı göz ardı edilir.
- Üstten Açıklama: Açıklama yaparken küçümseyici, öğretici ya da alaycı bir üslup sergilenir.
- Kadının Susturulması: Kadın, araya girmek istediğinde veya bilgi eklediğinde ya da itiraz ettiğinde ya duymazdan gelinir ya da konuşması kesilir.
Popüler Kültürden Örnekler
Mansplaining, sinema, televizyon ve dijital medyada birçok kez alay konusu edilmiştir. İşte birkaç örnek:
- The Big Bang Theory dizisinde, karakter Sheldon Cooper’ın, bilim insanı olan Amy’ye fizik anlatması örnek gösterilebilir. Amy’nin doktora sahibi olmasına rağmen Sheldon onun bilgisini göz ardı eder.
- 2016 ABD Başkanlık Tartışmaları sırasında Donald Trump’ın Hillary Clinton’ın sözünü sık sık kesmesi ve basit konuları izah etmeye çalışması, kamuoyunda mansplaining olarak yorumlanmıştı.
- Barbie (2023) filminde Ken karakterinin ataerkil sistem içindeki rolünü anlamasıyla başlayan açıklamalar zinciri, film boyunca birçok “mansplaining” sahnesiyle hicvedilir.
- Twitter’da “#Mansplaining” etiketi altında kadınlar sıklıkla bu deneyimlerini mizahi ya da eleştirel biçimde paylaşmakta, bu da kolektif farkındalık üretmektedir.
Eleştiriler ve Tartışmalar
Mansplaining kavramı, özellikle erkekler tarafından zaman zaman aşırı genelleştirme yapmakla eleştirilir. Bazı eleştirmenler, her açıklayıcı davranışın bu şekilde yorumlanmasının diyalog kurmayı zorlaştıracağını savunur. Ancak feminist kuramcılar bu eleştirinin, yapısal cinsiyet eşitsizliklerinin üzerini örtme riskini taşıdığına dikkat çeker.
Sonuç
Mansplaining, yalnızca bireysel bir iletişim sorunu değil, daha büyük bir toplumsal yapıdaki cinsiyetçi güç ilişkilerinin küçük bir yansımasıdır. Bu davranış biçimini tanımak, adlandırmak ve eleştirebilmek, hem bireysel farkındalık hem de toplumsal eşitlik mücadelesi açısından önemlidir. Kendi deneyimlerimi de göz önüne aldığımda, iletişim kurarken karşımdakinin bilgi birikimini, uzmanlık alanını ve katkısını gerçekten dinlemenin ve dikkate almanın ne kadar önemli olduğunu daha net kavrıyorum.
Views: 4




















