Performatif Erkek (Performative Male)

Performatif Erkek (Performative Male) Nedir? Kökeni, Anlamı ve Tartışmaları

Güncel kültür tartışmalarında “performative male” ifadesi, erkekliğin —özellikle sosyal medya çağında— bilinçli olarak sergilenen, görünür kılınan ve çoğu zaman “samimiyetsiz” bulunarak eleştirilen bir gösteri biçimine işaret ediyor. Bu terim, 2020’lerin internet kültüründe popülerleşti; örneğin kimi yazılar “matcha içip tırnak boyayan, feminizm okuyan ama bunu prim için yapan erkek” memelerini tartışırken, tüm cinsiyet halinin zaten performatif olduğunu hatırlatır (Butler’ın çizgisi) ve memeleşen “performative male” olgusunu bu çerçevede yorumlar. (Them)

Nereden Geliyor? Zihinsel Soykütüğü (When/Where/Who/Which Work)

“Performative male” ifadesi yeni; fakat arkasındaki düşünsel damar epey eski. Kısa bir hat:

  • 1955–1962, Oxford/Harvard – J. L. Austin, How to Do Things with Words. “Performatif söz edimleri” (yapma-eddimleri) fikri: Bazı sözler yalnızca tanımlamaz, icra eder (“Söz veriyorum”, “Evlendiriyorum” vb.). “Performatiflik” kavramının dil felsefesindeki kaynağı burasıdır. (coehuman.uodiyala.edu.iq)
  • 1959, Chicago – Erving Goffman, The Presentation of Self in Everyday Life. Gündelik hayatın “sahneleme/rol” metaforu: Benlik, izlenim yönetimiyle sahnelenir. Cinsiyet de bu dramaturjik çerçevede rololarak anlaşılabilir. (ThoughtCo)
  • 1987, Santa Barbara – Candace West & Don Zimmerman, “Doing Gender”. Cinsiyet, özden türeyen bir nitelik değil; etkileşim içinde sürekli yapılan/başarılan bir iştir. Bu, erkeklik ve kadınlığın gündelik pratiklerle üretildiği fikrini kurumsallaştırdı. (Glasgow Üniversitesi)
  • 1988/1990, New York – Judith Butler, “Performative Acts and Gender Constitution” ve Gender Trouble.Butler “cinsiyet performatiftir” der: Kimlik, tekrar eden eylemlerle kurulur; “doğal” görünen erkeklik de normların yineleyici icrasıdır. (amherst.edu)
  • 1995–2005, Sidney – R. W. Connell, Masculinities ve “Hegemonic Masculinity”. Erkeklik, tekil öz değil; hegemonik olandan marjinal ve tabi olanlara uzanan pratikler dizisidir. Bu, erkekliğin güç ilişkileri içindeki düzenlenişini açıklar. (genderandmasculinities.files.wordpress.com)
  • 2009, Schrock & Schwalbe, “Manhood Acts”. “Erkeklik eylemleri”, erkeklere itibar/üstünlük kazandırmayı hedefleyen toplumsal teknikler olarak tanımlanır. (JSTOR)

Bugün “performative male” etiketi, bu kuramsal damarı gündelik ve dijital kültürdeki pratik örüntülere yapıştırmanın bir yolu oldu: duyarlılık ve eşitlik söylemlerini kullanan fakat bunu “rol kesme” olarak yapan erkek tipine atıf; aynı zamanda tüm cinsiyetin performatif oluşunu (Butler) görmezden gelmenin yarattığı çelişkiye işaret. (Them)

Kavram Ne Anlatıyor?

Kısa cevap: “Performative male”, erkekliğin gösteri boyutunu büyüteç altına alır. Erkek kimliği; jestler, beden dili, tüketim tercihleri, duygulanım rejimleri ve söylemsel pozisyon alışlarla sahnelenir. Bu sahneleme normatifbeklentilerle ödüllendirilir ya da cezalandırılır (Goffman; West & Zimmerman). (ThoughtCo)

Eleştirel boyut: Popüler kullanımlarda “performative male”, çoğu kez samimiyetsizlik iması taşır: Erkek, feminist dili veya “duyarlı” estetiği gösteri için benimser. Ancak Butler’ı ciddiye alırsak, “samimi/özgün erkeklik” ile “rol yapan erkeklik” ikiliği kendi başına sorunludur; zira her cinsiyet ifadesi tekrarın ürünü olarak performatiftir. Bu yüzden memeleşen yargılar, çoğu zaman hegemonik erkeklik kalıplarını yeniden tahkim eder: “Gerçek erkek böyle yapmaz” alt-mesajı üretir. (selforganizedseminar.files.wordpress.com)

Güç ilişkileri: Connell’in şeması, “performative male” fenomenini üstünlük/ayrıcalık hatları boyunca okumayı önerir: Bazı performanslar (sertlik, duygusal ketlenme, heteroseksüel hegemonya) ödüllendirilir; diğerleri (bakım emeği, kırılganlık) dışlanır ya da alaya alınır. “Performative male” tartışması, bu ödül-ceza mimarisini teşhir edebildiğinde verimlidir. (SAGE Journals)

Dijital çağın hızlandırıcısı: Sosyal ağlar, erkekliğin sahnelenmesini ölçeklenebilir ve metrikleştirilebilir kıldı (beğeni, paylaşım, takip). Böylece gösteri ile kimlik arasındaki mesafe gözle görülür hale geldi; “performative male” etiketi de bu gerilimin günlük dili oldu. Ebeveynlik/ergenlik literatüründe dahi bu ikilem —“uyarsan kötü, uymazsan daha kötü”— ruh sağlığı açısından tartışılıyor. (Parents)

Sınırlar ve Yanılgılar

  1. Kavramı kişiselleştirmek: “Performative male”i yalnızca belli kişilere yapıştırmak, yapısal normları görünmez kılar. Oysa mesele, şahsî ikiyüzlülükten çok normların üretim biçimleridir (West & Zimmerman; Butler). (Glasgow Üniversitesi)
  2. Öz/rol ikiliğine saplanmak: “Gerçek benlik/rol yapan benlik” ayrımı, performativite kuramının eleştirdiği özcülüğü geri çağırır (Butler). (selforganizedseminar.files.wordpress.com)
  3. Güç haritasını ıskalamak: Hangi performansların prestij kazandığını Connell ve “manhood acts” literatürü iyi gösterir; “kimin için, nerede, ne zaman” soruları olmadan kavram eksik kalır. (SAGE Journals)

Sonuç

“Performative male” terimi yeni bir popüler etiket; fakat anlattığı şey —erkekliğin sahnelenmesi— 1960’lardan bu yana dil felsefesi, sosyoloji ve feminist kuramın merkezinde. En faydalı okuma biçimi, bireyleri damgalamak yerine normların hangi pratiklerle yeniden üretildiğini ve bu pratiklerin kimin yararına işlediğini görmekten geçiyor.

İleri Seviye Okuma Listesi

  • Austin, J. L. (1962). How to Do Things with Words. Oxford University Press. (coehuman.uodiyala.edu.iq)
  • Butler, J. (1988). Performative acts and gender constitution: An essay in phenomenology and feminist theory. Theatre Journal, 40(4), 519–531. (amherst.edu)
  • Butler, J. (1990). Gender Trouble: Feminism and the Subversion of Identity. Routledge. (selforganizedseminar.files.wordpress.com)
  • Connell, R. W., & Messerschmidt, J. W. (2005). Hegemonic masculinity: Rethinking the concept. Gender & Society, 19(6), 829–859. (SAGE Journals)
  • Connell, R. W. (1995/2005). Masculinities (2nd ed.). University of California Press. (genderandmasculinities.files.wordpress.com)
  • Schrock, D., & Schwalbe, M. (2009). Men, masculinity, and manhood acts. Annual Review of Sociology, 35, 277–295. (JSTOR)
  • West, C., & Zimmerman, D. H. (1987). Doing gender. Gender & Society, 1(2), 125–151. (SAGE Journals)

Güncel kültür tartışmaları için iki ek, gazetecil/yorumlayıcı kaynak: them.us’ta “performative male” meme’lerinin cinsiyet performativitesiyle ilişkisi, Parents’ta ergen erkekler ve “performative” ikilemi. (Kuramsal değil; bağlamsal okumaya yardımcı olur.) (Them)

Uzun Açıklama: Günlük Hayatta ve Kültürde “Performative Male”

“Performative male” kavramı, temelde erkekliğin bir rol gibi oynandığı fikrini anlatır. Yani erkeklik, bir “öz” değil; belli beklentilere göre sürekli yeniden sahnelenen bir kimliktir. Bu sahneleme hem fiziksel hem de duygusal düzeyde gerçekleşir. Erkek, toplumsal normlara göre “nasıl bir erkek olunması gerektiğini” öğrenir ve bu rolleri bilinçli ya da bilinçsiz biçimde tekrarlar.

Bu noktada iki farklı anlam katmanı ortaya çıkar:

  1. Kuramsal anlamda performatif erkeklik, erkekliğin özsel değil, eylemlerle inşa edilen bir kimlik olduğunu vurgular (Butler, 1990).
  2. Güncel kültürel anlamda “performative male”, özellikle sosyal medyada, erkekliğin “gösteri”ye dönüşmüş halini —yani görünürlük, beğeni ya da onay için sergilenen davranışları— eleştirir.

1. Sosyal Medyada “Performative Male” Örneği

Instagram veya TikTok’ta “feminist erkek” içerikleri üreten bir kullanıcıyı düşünelim. Bu kişi videolarında kadın haklarını savunur, duygusal farkındalıktan bahseder, hatta “toxic masculinity” eleştirisi yapar. Ancak aynı kişi gündelik yaşamında bu değerleri uygulamıyorsa —örneğin özel ilişkilerinde baskıcı, küçümseyici veya ilgisiz davranıyorsa— bu durumda onun “feministliği” bir performansa dönüşmüştür.

Burada sorun, feminist olmasının yanlışlığı değil; bu kimliği “sosyal sermaye” olarak kullanmasıdır. Yani duyarlılığı, empatisi ya da ilerici söylemi, gerçekten inanılan bir etik duruş değil, “beğenilme” amacıyla sahnelenmiş bir erkeklik biçimidir. İşte “performative male” terimi, tam da bu yüzeysel, gösteri amaçlı duyarlılığı eleştirir.

2. Gündelik Hayatta “Performative Male” Davranışları

Kavram yalnızca internetle sınırlı değildir. Günlük ilişkilerde de erkeklerin sergilediği bazı davranışlar bu tanıma girer:

  • Spor salonunda güç gösterisi: Kas yapmak ya da sağlıklı olmak için değil, çevreye “güçlü erkek” imajı sunmak için yapılan aşırı vücut performansları.
  • “Ağlamam, ben erkeğim” söylemi: Duygusal bastırma, duygusuzluk ya da kontrol, erkekliğin ispatı gibi sunulur. Bu da bir performanstır — çünkü toplum böyle davranan erkeği ödüllendirir.
  • “Havalı erkek” dili: Kadınlara mesafeli, cinsellikte baskın, başarı odaklı konuşma biçimi; arkadaş gruplarında “erkekliğin sahnelenmesi” olarak kullanılır.
  • Duyarlılık performansı: Özellikle modern kentli erkeklerin, “kadınlara saygılı erkek” kimliğini bilinçli biçimde markalaştırması (örneğin edebiyat ve sanat çevrelerinde “duygusal erkek” figürü).

Bu davranışların tümü, erkekliğin doğal değil, sosyal olarak ödüllendirilen bir sahne performansı olduğunu gösterir.

3. Popüler Kültürde “Performative Male” İmgeleri

Sinema ve dizilerde de bu olgu sıkça karşımıza çıkar:

  • Tyler Durden (Fight Club, 1999): Sertlik, kaos ve isyan üzerinden kurulan bir “erkeklik performansı”. Durden karakteri, modern erkeğin “görünür olma” arzusunun radikal biçimi olarak okunabilir.
  • Joe Goldberg (You, Netflix): “Aşırı duyarlı, kitap okuyan, entelektüel erkek” imajı kurar, ama bu duyarlılığın ardında kontrolcü ve şiddetli bir karakter vardır.
  • Ken (Barbie, 2023): Erkekliğini sürekli “kanıtlamaya” çalışan, patriyarkanın içinde anlam arayan bir figür — ironik biçimde performatifliğin karikatürü.

Bu örnekler, erkekliğin sahnelenen, sürekli onay arayan bir kimlik olarak nasıl var olduğunu gösterir. “Performative male”, bu yüzeysel, dışa dönük kimlik inşasını eleştiren bir mercek gibidir.

4. Kavramın Eleştirel Yönü

“Performative male” ifadesi çoğu zaman samimiyetsiz erkekleri teşhir etmek amacıyla kullanılsa da, derin okuma yapıldığında çok daha fazlasını anlatır:

  • Erkekliğin doğal değil, inşa edilmiş bir kategori olduğunu görünür kılar.
  • Bu inşa sürecinde toplumsal ödüllendirme sistemlerinin (beğeni, saygı, güç, otorite) rolünü gösterir.
  • Kimi zaman eleştirdiği şeyi yeniden üretme tehlikesini de taşır; çünkü “gerçek erkek / rol yapan erkek” ayrımı yapmak, aslında performatifliğin doğasını göz ardı eder.

Türkiye Bağlamında “Performative Male” Örnekleri

Türkiye’de “performative male” kavramı, küresel literatürdeki anlamını koruyarak; ancak yerel kültür, dinamikler ve toplumsal cinsiyet normları üzerinden farklı biçimlerde görünür hale gelir. Burada erkekliğin performatifliği, hem modernleşme ile gelen yeni erkeklik biçimlerinde hem de geleneksel erkeklik kalıplarının dönüşümünde izlenebilir.


1. Medya ve Dizilerde Erkeklik Performansları
Türk televizyon dizileri uzun yıllar boyunca “erkeklik” imajını sertlik, koruyuculuk ve otoriteyle ilişkilendirdi. Örneğin Kurtlar VadisiEzelÇukur veya İçerde gibi yapımlarda erkek karakterler genellikle “onur” ve “sadakat” üzerine kurulu, duygularını bastıran, fiziksel şiddeti “adalet” biçiminde sunan figürlerdir. Bu karakterler, izleyiciye erkekliğin nasıl sahnelenmesi gerektiğine dair normatif bir model sunar.
Ancak 2010’lardan itibaren bu tablo değişmeye başladı. Menajerimi AraAşk 101Bir Başkadır veya Zeytin Ağacı gibi dizilerde, kırılganlığını saklamayan, duygusal zekası yüksek, “duyarlı erkek” figürü öne çıktı. Bu karakterler bir yandan geleneksel kalıpları kırarken, diğer yandan “yeni erkeklik” performanslarının da vitrinine dönüştü. Örneğin Zeytin Ağacı dizisindeki psikolog karakterler veya Aşk 101’deki hassas, sanatla ilgilenen genç erkek figürleri, duyarlılığı performe eden yeni erkeklik biçimlerini temsil eder.

2. Sosyal Medyada “Duyarlı Erkek” İmgesi
Instagram ve TikTok gibi platformlarda Türkiye’de de belirginleşen bir tip vardır:
Feminist gönderiler paylaşan,
Kadın cinayetlerine veya toplumsal cinsiyet eşitsizliğine tepki gösteren,
Edebiyat, sanat, “duyarlılık” ve minimalizm estetiğiyle kendini ifade eden erkekler.
Bu erkeklerin bir kısmı gerçekten bu değerlere bağlıyken, bir kısmı için bu duyarlılık “beğeni” ve “takipçi” ekonomisinin parçasıdır. Bu durumda toplumsal farkındalık bir etik tutum değil, bir tür “marka kimliği” haline gelir. İşte bu noktada, “performative male” kavramı, samimiyetten ziyade gösteri amaçlı ilerici erkeklik eleştirisini gündeme getirir.
Toplumsal araştırmalarda, bu durum “etik sermaye” (ethical capital) kavramıyla da açıklanır: Erkek, feminist veya duyarlı görünerek toplumsal itibar kazanır, ama bu duruş eyleme dönüşmez. Bu nedenle Türkiye’de “performative male”, yalnızca kadın karşıtı söylemlerle değil, ilerici kimliklerin yüzeysel temsili ile de ilişkilidir.

3. Akademi, Sanat ve Aktivizm Alanlarında Erkeklik Performansları
Türkiye’deki sanat, edebiyat ve akademi çevrelerinde de “performative male” davranışları gözlenir. Örneğin kamusal alanda “kadın yazarların yanında duran erkek entelektüel” imajı, kimi zaman bu desteğin ötesine geçmeyen bir jest olarak kalır. Kadınların sesini “aktaran” ama onlara gerçek alan açmayan erkek figürü, bu bağlamda sıkça tartışılmıştır.
Benzer şekilde, erkek akademisyenlerin “feminizm”, “toplumsal cinsiyet”, “bakım emeği” gibi konularda konuşurken kendi cinsiyet ayrıcalıklarını sorgulamadan bu söylemi benimsemeleri de performatif erkeklik örneklerinden biridir. Duruş doğrudur, fakat bu duruşun sahiciliği ve eylemselliği sorgulanır.

4. Gündelik Hayatta “Performative Male” Pratikleri
Türkiye’de gündelik kültürde performatif erkeklik biçimleri, genellikle “gösterilen ama yaşanmayan” eşitlik anlayışında görülür:
Kadın-erkek eşitliğini savunurken ev işlerine katılmamak,
“Kadınların yanındayım” demek ama kadın meslektaşların fikirlerini bastırmak,
Sosyal medyada “kadın cinayetleri son bulsun” yazıp, özel ilişkilerinde toksik davranışlar sergilemek.
Bu tutarsızlık, erkekliğin hâlâ bir toplumsal sahne performansı olarak sürdüğünü gösterir. “Performative male” kavramı, tam da bu sahnelenen eşitlik anlayışını —yani iyi niyetli görünen ama derininde statü koruyan davranışları— görünür kılar.

5. Yerel Kültürel Kodlar ve Dinî Çerçeve
Türkiye bağlamında erkeklik yalnızca seküler kültürle değil, dini ve ahlaki normlarla da inşa edilir. “Adam gibi adam” söylemi, “aile reisi” rolü, “kadını koruma” ideali gibi kavramlar, toplumsal olarak kutsanmış erkeklik performanslarıdır.
Bu rollerin samimiyetle mi yaşandığı yoksa toplum baskısı altında mı sürdürüldüğü sorusu, performatiflik tartışmasını derinleştirir. Bazı erkekler, dindar veya “ahlaklı” imajı sürdürmeyi kimliğinin merkezine alır; bu da dini değerlerin içselleştirilmesinden çok toplumsal onay için yapılan bir temsil haline gelebilir.

Sonuç:
Türkiye’de “performative male” olgusu, Batı’daki kavramın doğrudan çevirisi değil; daha çok modernlik ile gelenek arasına sıkışmış erkekliğin dışavurumudur. Bir yanda “eşitlikçi” görünmek isteyen kentli erkek; diğer yanda “otoriter ama koruyucu” rolünü sürdüren geleneksel erkek modeli. Her iki durumda da erkeklik, bir kimlik değil, bir performans —bir toplumsal sahne olarak yaşanır.

Views: 6

Leave a reply

Back to site top