GDO’lu Türler DNA’daki Mükemmelliğin Bozulmasıdır

Evrimcilerin hayali iddiası olan türleşmenin, genetik olarak mümkün olamadığı ortaya çıktı. Doğada canlı türleri yalnızca kendi aralarında üreyebilmektedirler. Türler çeşitli yalıtım mekanizmaları ile türlere ait genler adeta tür içinde hapsolunmuştur. Bu nedenle yüz milyonlarca yıl geçmiş olsa dahi fosil kayıtlarında canlıların hiç değişmedikleri görülür. Milyonlarca yol önce yaşamış milyonlarca fosil kayıtlarındaki canlıların ile günümüzde yaşayan torunları arasında hiçbir farklılık olmamasının nedeni genetik bariyerdir. Yani bir kedi ile tavşanın çiftleşmesinden iki canlılının da özelliklerini taşıyan yeni bir tür canlı meydana gelemez.

İnsan müdahalesi ile yapılan genetik çalışmalar da tamamen yeni bir tür oluşturulamamıştır. Tüysüz şeftali, çekirdeksiz karpuz gibi yeniliklerin ötesine geçilememesinin arkasındaki sebep ya da engel ise yine türler arasında güçlü bir genetik bariyer olmasıdır (http://abacus.gene.ucl.ac.uk/jim/Sp/isolmech.html).

“GDO” yani genetiği değiştirilmiş organizma tanımı yapay olarak genler ile oynanmasından ileri gelmektedir. Günümüzde birçok bitki türünün orijinal türü yerine genetiğiyle oynanmış türler olduğunu biliyoruz. Aslında ticari kaygılarla yapılan genetik müdaheleler ürünün ticari değerini kısa dönemde arttırmakla birlikte canlıda çeşitli genetik sorunlar ortaya çıkararak sağlıklı bir nesil elde edilmesine olanak sağlamamaktadır.

Doğada genleri değiştirecek gen mühendisleri ve laboratuvarlar yoktur, o yüzden doğal ürünler hep en iyisidir. Türlerin doğal ortamında genetiğini koruyor olması rastgele değil, bu konuda ciddi mekanizmalar vardır. Yukarıda bahsedildiği gibi türler arasında bariyerler vardır. Yani doğa bir türün değişmesini ve farklı bir canlı olmasını engellemektedir.

Doğal ortamda 4,5 milyar yıllık dünya tarihinde durum böyle; fakat bilim insanlarının yaptığı deneylerde tek hücreli organizmalarda dahi pek çok sorunla karşılaşmaları bizlere türler arasındaki genetik bariyerin ne kadar kuvvetli olduğunu da göstermektedir. Örneğin sadece tek bir hücreden mütevellit Saccharomyces cinsine ait S. cerevisiae ve S. sensu stricto maya türleri arasında yapay gen nakli sonucunda melez türlerde pek çok sorun ortaya çıkmıştır (https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4067053/).

Sonuç olarak türler arasındaki çeşitli üreme engelleri ve genetik bariyerler türler dünya tarihi boyunca sabitlik arz etmiş ve doğa, türler hep kendine özgü “doğallığını” korumuştur.

© 2023, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!

Leave a reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to site top



© 2023, Bedri Yılmaz.

BedriYilmaz.com by Bedri Yılmaz is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International

Tüm hakları saklıdır! İçeriği izinsiz kullanmayınız!