Mansplaining

Mansplaining Kavramı

Toplumsal cinsiyetin sosyal ilişkiler üzerindeki etkilerini anlamaya çalışırken karşımıza sıkça çıkan kavramlardan biri de “mansplaining”dir. Özellikle kamusal alanda kadınların bilgi, deneyim ya da uzmanlık alanlarında söz sahibi olmaya çalışırken erkekler tarafından maruz kaldıkları belirli bir türden iletişim biçimini tanımlayan bu terim, modern toplumsal cinsiyet tartışmalarının merkezinde yer alıyor.

Mansplaining Nedir?

Mansplaining, İngilizce “man” (erkek) ve “explaining” (açıklamak) kelimelerinin birleşiminden türetilmiş bir terimdir. Kavram, genellikle bir erkeğin, konu hakkında bilgisi sınırlı olmasına rağmen bir kadına küçümseyici, üstten ve açıklayıcı bir üslupla konuşmasını tanımlar. Buradaki temel mesele, cinsiyet temelli bir hiyerarşik bilgi aktarımı biçiminin varlığıdır.

Kavramın Ortaya Çıkışı

Rebecca Solnit

Bu kavram ilk kez açık bir şekilde Amerikalı yazar Rebecca Solnit tarafından 2008 yılında yayımlanan “Men Explain Things to Me” adlı denemede ele alınmıştır. Solnit, bir sosyal etkinlikte yaşadığı bir olayı anlatırken, konuştuğu adamın, onun yazdığı bir kitap hakkında bilgiçlik tasladığını ve Solnit’in yazar olduğunu öğreninceye kadar sözünü kesmeye devam ettiğini aktarır (Solnit, 2014). Bu olay, kavramın popülerleşmesini ve feminist literatürde yer bulmasını sağlamıştır.

Mansplaining’in Özellikleri

Mansplaining davranışları şu unsurlarla karakterize edilir:

  1. Eril Üstünlük Varsayımı: Erkek, kadının bilgi düzeyini sorgular ya da küçümser.
  2. Konuşma Alanı İşgali: Kadının konuşma hakkı sürekli kesilir veya gölgede bırakılır.
  3. Yetki İhlali: Konu hakkında daha az bilgiye sahip olunmasına rağmen açıklama yapılır.
  4. Sistematiklik: Bu tavır bireysel değil, yapısal toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanır.

Toplumsal Cinsiyet ve Dil İlişkisi

Mansplaining, yalnızca bireysel bir kibir meselesi değildir; aksine patriyarkal sosyal yapıların dil üzerindeki yansımalarından biridir. Kadınların kamuya açık tartışmalarda ya da profesyonel alanlarda yeterince temsil edilmemesi, seslerinin daha az duyulmasına neden olurken, erkeklerin “doğal açıklayıcı” ya da “uzman” olarak konumlanmalarını destekleyen kültürel kalıplar bu davranış biçimini besler (Kollontai, 2020).

Günlük Hayattaki Yansımalar

  • Akademik Alanda: Kadın akademisyenlerin erkek meslektaşları tarafından derslerde ya da seminerlerde sözlerinin kesilmesi.
  • İş Dünyasında: Uzmanlık alanında görüş belirten kadınların toplantılarda tekrar açıklama yapmak zorunda kalması.
  • Medya ve Sosyal Platformlar: Kadınların fikir beyan ederken daha çok açıklama yapmaya zorlanmaları, erkek takipçiler tarafından sürekli düzeltilmeleri.

Eleştiriler ve Kavramsal Tartışmalar

Mansplaining kavramı bazı eleştirmenlerce “genellemeci” bulunmuş, her açıklayıcı erkeği potansiyel olarak suçlayıcı olabileceği için eleştirilmiştir. Ancak bu eleştiriler, kavramın bireysel niyetten ziyade yapısal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çektiği gerçeğini göz ardı eder. Kavram, erkeklerin susturulması için değil, kadınların daha eşit bir iletişim ortamında var olabilmesi için kullanılan analitik bir araçtır.

Sonuç: Farkındalık ve Dönüştürücü İletişim

Mansplaining ile mücadele yalnızca erkeklerin konuşma tarzını değiştirmesiyle değil, aynı zamanda kadınların seslerinin daha fazla duyulmasıyla mümkündür. Bu konuda toplumsal farkındalığın artması, kurumsal ve bireysel düzeyde iletişim normlarının sorgulanmasını sağlar. Ben, bu kavramın yalnızca kadın hakları değil, adil iletişim açısından da önemli bir göstergedir.


Kaynakça

  • Solnit, R. (2014). Men Explain Things to Me. Haymarket Books.
  • Mansbridge, J. (1999). Everyday Feminism and Feminist Everyday Lives. In The Politics of Women’s Interests (pp. 59–75). Routledge.
  • Kollontai, A. (2020). Toplumsal Cinsiyet ve Dildeki İktidar. Feminist Teori Dergisi, 12(2), 87–104.
  • Jane, E. A. (2016). Misogyny Online: A Short (and Brutish) History. Sage.

Views: 1

Leave a reply

Back to site top