Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı; “Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”nu yayınladı.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 17 Mart 2023 tarihinde yayınlanan “Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”na göre; 147 bin 895 binada hasar tespit çalışması yapılamadı. Deprem bölgesinde yapımı planlanan 405 bin 505 konut ve 83 bin 149 köy evinin Türkiye’yemaliyetinin toplam 801 milyar liraya mal olacağının hesaplandı. Raporda; “AFAD’ın yetkilerinin artırılarak afet anında müdahale kabiliyetinin hızlandırılması”, “afet yönetimine ilişkin aksaklıkların giderilmesi için AFAD’ın yeni bir kurumsal yapılanma ile yetki ve sorumluluk değişiklikleri yapılması” gerektiği iddia edildi. “İmar Kanunu kapsamında valilikler ya da belediyeler tarafından verilebilen yapı ruhsatının alınma sürecinin merkezi bir kuruluş ya da ilgili Bakanlığın denetimine tabi olacak şekilde yeniden yapılandırılmasının” tavsiye etti.
Depremler için “Büyük Afet” tanımının kullanıldığı raporda; depremin yol açtığı zararın Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükünün yaklaşık 2 trilyon TL (103,6 milyar Amerikan doları) düzeyinde olduğu tahmin etti. Bu büyüklüğün 2023 yılı milli gelirinin yaklaşık yüzde 9’u olarak öngörüldü.
Raporda; depremden etkilenen 11 ilde 6 Mart 2023 itibarıyla 1 milyon 712 bin 182 binada hasar tespit çalışması yapıldığı belirtildi. Buna göre; 35 bin 355 binanın yıkılmış, 17 bin 491 binanın acil olarak yıkılması gerektiği ve 179 bin 786 binanın ağır, 40 bin 228 binanın orta ve 431 bin 421 binanın az hasarlı olduğunun tespit edildiği bilgisi verildi. Raporda yer verilen tabloya göre 147 bin 895 binada henüz hasar tespit çalışması “yapılamadı”. “Acil yıkılacak, ağır hasarlı veya yıkık konutlar bakımından hesaplanan hasar 822,9 milyar TL’dir. Orta hasarlı konutlar bakımından hesaplanan hasar ise 209 milyar TL olmuştur. Buna göre toplam konut hasarı, 1.031,9 milyar TL karşılığı 54,7 milyar Amerikan dolarıdır.
Raporda, depremin ardından ortaya çıkan barınma sorunu ile ilgili “Deprem sonrasında 2 milyon 273 bin 551 kişi doğrudan barınma sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Depremlerin devam eden etkisi ve deprem bölgesindeki koşullar barınma sorununu derinleştirmektedir” denildi.
