Hayal Edilen Her Şey, Bir Gün Gerçeğe Dönüşebilir:
Dün Bilimkurguyla Hayat Ettik, Düş Kurduk, Bugün Teknolojisi Hayatımızın İçinde Gerçeğe Dönüştü: Bilimkurgudan Günümüze

Bilimkurgu… İnsanlığın en uzak ufuklara yürüyen düş gücü. Bir zamanlar yalnızca yazarlara ve senaristlere özgü bir fantezi evreniydi uzayda seyahat etmek, robotlarla yaşamak, zamanda yolculuk yapmak. Ama bugün geldiğimiz noktada, bilimkurgunun yalnızca bir edebi tür değil; aynı zamanda teknolojik gelişmelerin pusulası olduğunu söylemek mümkün.
Bu beni hep düşündürür: Acaba bir fikir önce hayal edilir de sonra mı gerçekleşir, yoksa insanın yaratıcı zekâsı zaten kaçınılmaz olarak o noktaya mı varır? Belki de cevap ikisinin birleşimi. Fakat kesin olan şu: Bir zamanlar “sadece hayal” denilen pek çok fikir bugün cebimizde, evimizde ya da laboratuvarlarda hayat bulmuş durumda.
İşte tam da bu yüzden bilimkurgu metinleri, bana göre insanlık tarihinin en cüretkâr mühendislik eskizleridir. Bu yazıda, bir zamanlar yalnızca bilimkurgu yazarlarının ve yönetmenlerinin aklında olan, ama bugün gerçeğe dönüşen bazı teknolojik hayalleri sıralayacağım.

Bilimkurgu Hayalleri, Gerçek Teknolojilere Nasıl Dönüştü?
1. Denizaltı – Jules Verne, Denizler Altında 20.000 Fersah (1870)

Kaptan Nemo’nun efsanevi denizaltısı Nautilus, modern denizaltıların hayalini ilk kez ortaya koyan kurmacalardan biriydi. Bugün nükleer enerjili devasa denizaltılar, tıpkı Verne’ün kurguladığı gibi okyanusların altında görev yapıyor.
2. Ay Yolculuğu – Georges Méliès, Aya Seyahat (1902)

Bu ilk dönem bilimkurgu filmi, Ay’a top mermisiyle fırlatılan bir roketi anlatıyordu. 1969’da Apollo 11’in Ay’a inişiyle bu fantezi gerçek oldu. Elbette NASA roketi, bir top mermisi gibi değil ama fikir o zamanki için uçuktu.
3. Tablet Bilgisayar – Star Trek (1960’lar)

Uzay Yolu’ndaki karakterlerin ellerinde taşıdığı tablet benzeri cihazlar, bugün elimizden düşürmediğimiz iPad ve Android tabletlerin adeta öncüsü gibiydi. Hem şekil hem işlev olarak birebir benziyor.
4. Cep Telefonu – Star Trek’in iletişim cihazı (1960’lar)

Kaptan Kirk’ün elindeki açılıp kapanan iletişim cihazı, Motorola’nın ilk “kapaklı telefonlarına” esin kaynağı oldu. Bugünkü cep telefonlarının ilk atası da diyebiliriz.
5. Robot Asistanlar – Isaac Asimov, Ben Robot (1950)
Asimov’un robotları ahlaki ve etik sorularla boğuşurken, insan benzeri hizmet robotları bugün Boston Dynamics ve Tesla tarafından geliştiriliyor. I, Robot filmindeki robotların görsel tarzı da, Elon Musk’ın tanıttığı Tesla Bot’a oldukça benziyor.
6. Yapay Zekâ ve Sesli Asistanlar – 2001: A Space Odyssey (1968)

Stanley Kubrick’in filmindeki HAL 9000, bugün Alexa, Siri, Google Assistant gibi sesli komutla çalışan yapay zekâların öncüsü sayılabilir. HAL biraz daha ürkütücüydü ama temel mantık aynı: Konuşan, anlayan ve karar veren bir makine.
7. Artırılmış Gerçeklik – Terminatör (1984)
Terminatör’ün gözünden gördüğümüz verilerle dolu ekran, bugün askeri vizörlerde, AR gözlüklerde ve hatta bazı akıllı kasklarda gerçek.
8. Yüz Tanıma ve Gözetleme Sistemleri – Azınlık Raporu (2002)
Steven Spielberg’in yönettiği filmde yüz tanıma sistemiyle insanlar otomatik olarak tanınıyor ve reklamlar bile kişiselleştiriliyordu. Günümüzde Çin gibi ülkelerde bu teknoloji şehir gözetim sistemlerinde aktif kullanılıyor.
9. Otonom Araçlar – Total Recall, Knight Rider, Minority Report
Sürücüsüz araçlar, özellikle Tesla ve Waymo gibi firmalarla günümüzde test aşamasını çoktan geçti. Bilimkurguda kendi kendine giden arabalar hep vardı – şimdi otoyollarda gerçek oldu.
10. Uzay Turizmi – 2001: A Space Odyssey ve The Jetsons

Elon Musk, Jeff Bezos ve Richard Branson’ın özel şirketleriyle uzay turizmi artık milyarderlerin lüksü olmaktan çıkmak üzere. Bu da bir zamanlar “çizgi filmde kalır” denilen bir hayaldi.
11. 3D Yazıcılar – Star Trek’teki “Replicator” (1960’lar)

Star Trek dizisindeki “replicator” cihazı, herhangi bir nesneyi moleküler düzeyde üretme yeteneğine sahipti. Bugün 3D yazıcılarla evde eşya, protez, hatta yiyecek bile üretilebiliyor. Henüz moleküler seviyede değiliz ama mantık aynı: Dijital tasarımdan fiziksel nesneye geçiş.
12. Akıllı Ev Sistemleri – Ray Bradbury, “There Will Come Soft Rains” (1950)
Bradbury’nin kısa hikayesinde kendi kendine çalışan bir ev anlatılır: ışıklar açılır, yemekler pişer, temizlik yapılır. Günümüzde IoT (nesnelerin interneti) teknolojisiyle akıllı evler, sesli komutla yönetilen sistemler ve otomasyonlarla bu fantezi gerçeğe dönüştü.
13. Giyilebilir Teknoloji – Back to the Future Part II (1989)
Filmde karakterlerin taktığı çok işlevli gözlükler ve giysiler, günümüzün akıllı saatleri, Google Glass gibi gözlükleri ve akıllı kıyafetlerini hatırlatıyor. Sporcular için kalp atışını ve sıcaklığı ölçen tişörtler bile var artık.
14. Yapay Organlar ve Biyonik Uzuvlar – RoboCop (1987)
RoboCop, ağır yaralanmış bir polis memurunun sibernetik parçalarla yeniden hayata döndürülmesini konu alır. Bugün biyonik kollar, eller, gözler hatta kalpler medikal dünyada gerçek. Özellikle sinir sistemiyle entegre çalışan protezler Asimov’un robotlarından geri kalmıyor.
15. Sanal Gerçeklik – The Matrix (1999), Tron (1982)
Tamamen yapay bir dünyanın içine girme fikri uzun süredir bilimkurgunun temel taşlarındandı. Günümüzde Meta Quest gibi VR gözlüklerle sanal dünyalara adım atmak artık mümkün. Henüz Matrix kadar gelişmiş değil ama gidişat oraya doğru.
16. Yüzen Kentler – Waterworld (1995)
Filmde deniz seviyesinin yükselmesi sonucu insanlar yüzen yerleşimlerde yaşamaya başlar. Bugün iklim kriziyle beraber Hollanda başta olmak üzere bazı ülkelerde yüzen ev projeleri hayata geçirilmiş durumda.
17. İnsan-Makine Arayüzü – Neuromancer (William Gibson, 1984)
Siber uzaya beyinle bağlanma fikri ilk kez Gibson’ın romanında işlenmişti. Bugün Elon Musk’ın Neuralink projesiyle, beyin dalgaları aracılığıyla bilgisayar kontrolü sağlanmaya çalışılıyor.
18. İnsansı Robotlar – Metropolis (1927)
Sinema tarihinin ilk bilimkurgu filmlerinden biri olan Metropolis’te, insana benzeyen bir robot vardı: Maria. Bugün Hanson Robotics’in Sophia’sı, insana hem fiziksel hem davranışsal olarak oldukça yakın.
19. Yüzen Reklam Panoları ve Drone Tabelalar – Blade Runner (1982)
Los Angeles’ın karanlık gökyüzünde uçan dev holografik reklamlar bilimkurgunun ikonik imgelerinden biridir. Bugün Asya metropollerinde drone’larla gökyüzüne yazılar yazılıyor, holografik reklamlar test ediliyor.
20. Yüz Tanıma ile Kapı Açma – Gattaca (1997)
Filmde biyometrik bilgiler kişisel kimliğin temeli olur. Bugün yüz tanıma, parmak izi ya da retina taramasıyla kapılar açılabiliyor, telefonlar kilitlenebiliyor.
Bu örnekler, bilimkurgu eserlerinin sadece birer eğlence aracı değil, aynı zamanda teknolojik hayal gücünün tohumları olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Önümüzdeki on yıllarda şu an bize imkânsız görünen birçok bilimkurgu öğesinin de günlük hayatımıza dahil olacağına hiç şüphem yok.
Sonuç: Hayal Kurmak, Geleceği İnşa Etmektir
Bugün bir bilimkurgu romanında okuduğumuz ya da bir dizide izlediğimiz “uçuk” fikir, yarının gerçekliği olabilir. İnsan beyni önce hayal eder, sonra mühendislik bunu maddi dünyaya taşır. Belki zaman yolculuğu hâlâ uzak bir ihtimal, belki ışınlanma şimdilik fizik kitaplarında, ama artık hiçbir fikir “imkânsız” etiketini hak etmiyor.
Bilimkurgu, yalnızca gelecekten haber vermekle kalmaz; aynı zamanda onu şekillendirir. Hayal edebildiğimiz sürece, yapabileceğimizin sınırı yok. Çünkü bazen bir kitap sayfasında doğan bir fikir, dünyayı değiştirecek bir icada dönüşebilir.
Views: 0




















