Okumayan Zihnin Daralması: Akademik Bulgularla Desteklenen Bir Tespit

1. Okuma Alışkanlığı ve Türkiye Gerçeği
Türkiye’nin okuma kültürü bağlamında mevcut veriler oldukça çarpıcı. Yaklaşık her dört kişiden biri hiç kitap okumamakta (%31) ve ülkede ortalama yılda yalnızca 7,2 kitap okunmaktadır (Dr. Şenol Karadeniz). Diğer bir çalışma üç aylık dönemde ortalama 2,7 kitap okunduğunu, “okuyanlar” grubunda ise bu sayının 4,2’ye çıktığını göstermektedir (Sophos Akademi). Ayrıca bir araştırmaya göre 2019’da kitap okumayanların oranı %50’yi aşmıştır (istatistik.com.tr).
Bu veriler, ülkemizde okumayan birey oranının yüksek, kitapla buluşma sıklığının düşük olduğunu göstermektedir. Boş zamanlar genellikle televizyon ve sosyal medya gibi mecralara harcanmakta, okuma kültürü kısıtlı kalmaktadır.
2. Okuma ve Eleştirel Düşünme: Akademik Perspektifler
Uluslararası akademik literatür, okumanın analitik düşünme, yorumlama ve argüman oluşturma becerilerini desteklediğini ortaya koymaktadır. Geniş çapta okumanın eleştirel düşünme becerilerini geliştirdiğine dair güçlü bir kanıt vardır (seven-springs.co.uk, idahoednews.org, Medium). Ayrıca 2025 tarihli bir çalışma, özellikle edebî metinler üzerinden yapılan okumanın bilişsel gelişimi, eleştirel düşünceyi ve problem çözme becerilerini artırdığını belirtmektedir (ResearchGate).
2012 tarihli bir çalışma, keyfi (gönüllü) okuma ile eleştirel düşünce testlerinde yüksek başarı arasında pozitif ilişki bildirmiştir (Waterloo Üniversitesi). Öte yandan, bazı veriler eleştirel okumanın doğrudan eleştirel düşünceyi güçlü biçimde öngörmediğini, bunun yerine “kritik dinlemenin” bu anlamda daha belirleyici olduğunu da göstermektedir (PubMed).
3. Dijitalleşme ve Derin Okuma Arasındaki Uçurum
Son dönemde medya eleştirmenleri ve nörobilim uzmanları, dijital etkileşimlerin “beyin çürümesi” (brain rot) yaşattığını ifade etmektedir. Derin okumanın yerini kısa, yüzeysel tüketimlerin aldığını, bu durumun empati, kendini yansıtma ve eleştirel düşünce gibi zihinsel becerileri zayıflattığını belirtiyorlar (Financial Times). Gazeteci Jonathan Bate, artık öğrencilerin uzun romanlara odaklanmakta zorluk çektiğini ve derin düşünme kapasitesinin zarar gördüğünü ifade etmektedir (Financial Times).
Değerlendirme: Okumayan Zihin Neden Daralır?
Bu akademik veriler ve gözlemler ışığında şunları savunuyorum:
- Okumayan birey, zihinsel derinliği zorlamaktan kaçındığı için yeni fikirleri geniş çerçevede değerlendirme kapasitesinde eksiklik yaşar.
- Analitik düşünme, ifade yeteneği ve kelime dağarcığı açısından geri kalınabilir; zihin yüzeysel kalme riski taşır.
- Eleştirel düşünce gelişimini aktif biçimde destekleyen okumayı ihmal etmek, bireyi zihinsel donanım açısından savunmasız bırakır.
Kaynaklandırma Özeti
- Türkiye’de ortalama kitap okuma oranı ve %31 oranındaki okumama verisi (Dr. Şenol Karadeniz).
- Üç aylık ortalama 2,7 kitap; “okuyanlar” grubu 4,2 kitap (Sophos Akademi).
- Kitap okumayan oranı (2019) %50’den fazla (istatistik.com.tr).
- Geniş okumayla eleştirel düşünmenin gelişimi (seven-springs.co.uk, idahoednews.org, Medium).
- Okumanın bilişsel gelişim, problem çözme ve eleştirel düşünceye katkısı (ResearchGate).
- Keyfi okuma ile eleştirel düşünce testi başarıları arasında ilişki (Waterloo Üniversitesi).
- Kritik dinlemenin eleştirel düşünce üzerine etkisi, okumanın değil (PubMed).
- Dijital medyanın “beyin çürümesi” etkisi ve derin okumanın yerini kaybetmesi (Financial Times).
Views: 1




















