Cahilleri İkna Etmek Zor, Fikrini Değiştirmek Daha Zordur

Giriş

Bir cahili ikna etmek ne kadar kolaysa, onun fikrini değiştirmek de o kadar zordur. Çünkü cahillik, yalnızca bilgi eksikliği değil, aynı zamanda zihinsel konfor ve sabit fikirliliktir. Cahil insan, kendi inançlarını doğrulayan söylemleri kolayca benimser, fakat bu inançlara ters düşen fikirleri duymaya dahi tahammül edemez.

Bu çelişki, toplumların en derin açmazlarından biridir: Cahil birey, düşünsel olarak katıdır ama duygusal olarak kolay yönlendirilebilir. Bu yüzden tarih boyunca siyasiler, çıkar grupları ve ideologlar eğitimsiz, sorgulamayan, manipülasyona açık kitleleri en ideal araç olarak görmüştür.

Cahilliğin Zihinsel Kökleri

Cahillik, yalnızca “bilgisizlik” değildir; aynı zamanda bir savunma sistemidir.

  • Kognitif disonans (bilişsel çelişki): Kendi inancına zıt bilgiyi reddetmek, zihnin konforunu korur.
  • Seçici maruz kalma: İnsan yalnızca kendi fikrine yakın kaynakları dinlemeyi tercih eder.
  • Kimlik temelli inanç: Fikir, kimliğin bir parçası haline gelir; fikir değişikliği benlik sarsıntısı yaratır.

Bu nedenle, rasyonel bir kanıt ya da mantıklı bir açıklama çoğu zaman işe yaramaz. Çünkü sorun “bilmemek” değil, “bilmeyi reddetmektir”. Sonuçta, bu kişiler için fikir değiştirmek bir “zihin eylemi” değil, bir “kimlik yıkımı” haline gelir. Bu yüzden rasyonel argümanlar çoğu zaman duvar gibi bir dirençle karşılaşır.

Cahil, kendi çıkarını gözetmez; çünkü düşünce üretmek yerine, düşünce tüketir. Bu yönüyle hem cahil hem de aptaldır— başkaları adına yaşar, başkalarının düşüncelerini savunur. Cahil, kendi menfaati için değil, başkalarının menfaatine hizmet eder. Çünkü sorgulamayı bilmez; yalnızca tekrar etmeyi öğrenmiştir. Bu da onu hem cahil hem de aptal kılar.

Siyaset ve Cahillik İlişkisi

Tarih boyunca tüm totaliter rejimlerin ortak özelliği, halkı cahil bırakmaktır. Çünkü cahil halk sorgulamaz, anlamaya değil itaat etmeye eğilimlidir. Propaganda, medya, dinî söylemler ya da ideolojik eğitimle beslenen bu yapılar, kolay yönetilen, kolay yönlendirilen bir kitle yaratır.

Sorgulayan birey tehlikelidir; çünkü o, yalnızca söz dinlemez, nedenini de sorar. Bu yüzden diktatörler, düşünceyi değil duyguyu yönlendirmeyi tercih ederler. Halkın duygularını kontrol etmek, aklını ikna etmekten çok daha kolaydır.

Siyasetçiler için sorgulamayan, sadık, kendi fikrini yeniden üretmeyen seçmen kitlesi, maliyetsiz yandaş demektir. Bu yandaşlık türü, iktidarın meşruiyetini tartışmasız biçimde pekiştirir.

Siyasetçiler için sorgulamayan kitle, en ucuz yandaş türüdür.

Sorgulayan birey, yönlendirilemez; ama cahil birey kolayca manipüle edilir. Bu yüzden totaliter rejimler, halkını cahil bırakmayı bir yönetim stratejisi haline getirmiştir.

Propaganda, eğitimden önce gelir; çünkü eğitimsiz halk, propaganda için uygun zemindir.

Eğitim: Cehaletin Panzehiri

Eğitim, bireyin düşünme, sorgulama ve analiz etme yeteneğini geliştirir. Ancak yalnızca ezber değil, eleştirel düşünmetemelli bir eğitim, cehaleti dönüştürebilir.

Bu noktada tarih bize iki tür liderlik modeli göstermiştir:

  • Halkını aydınlatmak isteyenler (örneğin Atatürk),
  • Halkını karanlıkta tutmak isteyenler (örneğin Hitler, Stalin, Mao).

Atatürk ve Eğitim Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu, eğitimi ulusun temeline yerleştirmiştir.

O, “En büyük savaş cehalete karşı verilen savaştır” diyerek bilgiyi iktidarın değil, halkın hizmetine sunmuştur.

Başlıca Eğitim Reformları

  1. Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu (3 Mart 1924): Eğitimde birlik sağlanmış, medreseler kapatılarak bilimsel temelli laik sistem kurulmuştur.
  2. Harf Devrimi (1 Kasım 1928): Arap alfabesinden Latin esaslı Türk alfabesine geçilerek okuma-yazma öğrenimi kolaylaştırıldı; okur-yazarlık düzeyi hızla yükseldi.
  3. Millet Mektepleri ve Halk Evleri: Toplumsal yaygın eğitim yapılarının kurulmasıyla sadece çocuklar değil yetişkinler de eğitime katıldı.
  4. Yükseköğretim Üniversite Reformu (1933): Darülfünun kaldırılıp modern akademi kurulmuş, yabancı bilim insanları davet edilmiştir.
  5. Köy Enstitüleri: Düşünen, üreten ve sorgulayan birey modeli hayata geçirilmiştir.
  6. Maarif Teşkilâtı Kanunu (1926): Devlet izni olmadan okullar açılamaz; müfredatın modern bilimsel temelleri olmalı hükmü konuldu.
  7. Eğitimin yaygınlaşması: Özellikle köy okulları açıldı, kız-erkek ayrımı azaltıldı, mesleki okullar desteklendi.

Atatürk, halkını cahil tutmak yerine, düşünmeyi öğretmiştir. Bu yönüyle, onu diktatörlerle karşılaştırmak tarihsel bir haksızlıktır.

Totaliter Rejimlerde Eğitim Kontrolü

Eğitim, totaliter rejimlerin en güçlü silahıdır. Çünkü okul, genç zihni şekillendirmenin en meşru aracı olarak görülür. Farklı ideolojilere sahip bu rejimlerin tümü aynı yöntemi kullanmıştır: Eğitimi propaganda aracına dönüştürmek.

1. Nazi Almanyası (Adolf Hitler, 1933–1945)

  • Okullar Nazi Partisi denetimine alındı; öğretmenler partiye bağlılık yemini etti.
  • Müfredat ırkçılık, antisemitizm ve militarizm üzerine kuruldu.
  • Hitler Gençliği örgütüyle çocuklar küçük yaştan itibaren ideolojik biçimlendirildi.(Britannica, Facing History, 2023)

2. Sovyetler Birliği (Josef Stalin, 1924–1953)

  • Okullarda “Marksizm–Leninizm” devlet ideolojisi olarak öğretildi.
  • Tarih kitapları yeniden yazıldı; Lenin yüceltilirken Troçki yok sayıldı.
  • Bilimsel gerçekler ideolojiye uyduruldu (örneğin Lysenko’nun genetik kuramı).

Amaç: Marksist–Leninist ideolojiyi yerleştirmek, bireyi kolektifin parçası haline getirmek.

  • Eğitim tam anlamıyla devlet tekelindeydi; özel okul sistemi kaldırıldı.
  • Ders kitaplarında tarih, ideolojik bir araç haline getirildi — örneğin Lenin yüceltilir, Troçki silinir ya da hain olarak gösterilirdi.
  • “Politik güvenilirlik” akademik başarıdan daha önemliydi.
  • Öğretmenler parti kontrolünde yetiştirildi; her öğretmen aynı zamanda ideolojik eğitmen sayılıyordu.
  • Bilimsel araştırmalar bile ideolojiye göre yönlendirildi. Genetik ve evrim kuramı bile “Leninist biyolojiye” uygun biçimde yeniden yorumlandı (örnek: Lysenko vakası).

Kaynak: Fitzpatrick, S. (1979). Education and Social Mobility in the Soviet Union 1921–1934. Cambridge University Press.

3. Faşist İtalya (Benito Mussolini, 1922–1943)

  • “Yeni Faşist İnsan” yetiştirmek amacıyla çocuklar Opera Nazionale Balilla örgütüne dahil edildi.
  • Ders kitapları milliyetçilik ve itaat üzerine kuruluydu: “Duçe her zaman haklıdır.”

Amaç: “Yeni Faşist İnsan” yaratmak; bireyi devlete ve lidere adamak.

  • 1929’da Opera Nazionale Balilla adlı gençlik örgütü kuruldu; 6–18 yaş arası tüm çocuklar bu örgütlere katılmak zorundaydı.
  • Ders kitapları tamamen milliyetçi ve militarist bir dile dönüştürüldü; “Duçe her zaman haklıdır” sloganı zorunlu öğretiler arasındaydı.
  • Din dersleri kaldırıldı; yerine “Faşist ahlak” kondu.
  • Üniversitelerde “rejimle uyumlu olmayan” profesörler görevden alındı.

Kaynak: Morgan, P. (2007). Italian Fascism, 1915–1945. Palgrave Macmillan.

4. Çin Halk Cumhuriyeti – Kültür Devrimi (Mao Zedong, 1966–1976)

  • Okullar Mao’nun “Küçük Kırmızı Kitabı”na göre yeniden yapılandırıldı.
  • Üniversiteler kapatıldı, öğretmenler “karşı devrimci” olarak yargılandı.

Amaç: Mao düşüncesine (Maoizm) mutlak sadakat yaratmak.

  • Tüm ders içerikleri “Mao’nun Kırmızı Kitabı”na göre yeniden düzenlendi.
  • Üniversiteler yıllarca kapalı kaldı; eğitim sisteminde “entelektüeller” düşman ilan edildi.
  • Öğrenciler, “Kızıl Muhafızlar” olarak öğretmenlerini yargıladı ve okul sistemini fiilen çökertti.
  • Bilim, sanat ve edebiyat yalnızca ideolojik çerçevede üretilebilirdi.

Kaynak: Dikötter, F. (2016). The Cultural Revolution: A People’s History, 1962–1976. Bloomsbury.

5. Kamboçya – Kızıl Kmerler (Pol Pot, 1975–1979)

  • Okullar kapatıldı, öğretmenler öldürüldü, eğitim “tarla çalışması”na indirgenmişti.
  • Yazı yazmayı bilmek dahi suç sayıldı.

Amaç: Tüm “entelektüel sınıfı” yok ederek kırsal, eşitlikçi, komünal bir toplum yaratmak.

  • Okulların çoğu kapatıldı, öğretmenler “burjuva” oldukları gerekçesiyle infaz edildi.
  • Eğitim “çalışarak öğrenme” sloganıyla tarım işçiliğine indirgenmişti.
  • Yazı yazmayı bilmek bile şüpheli sayılıyor, gözlük takmak bile “entelektüel” olmakla suçlanıyordu.

Kaynak: Chandler, D. P. (1991). The Tragedy of Cambodian History. Yale University Press.

6. İspanya – Franco Dönemi (1939–1975)

  • Eğitim Kilise kontrolüne geçti; din merkezli milliyetçilik aşılandı.
  • Kadınlara “itaatkar anne ve eş” rolleri öğretildi.
  • Yerel diller yasaklanarak kültürel homojenlik dayatıldı.

Amaç: Katolik, milliyetçi, antikomünist bir gençlik yetiştirmek.

  • Eğitimin denetimi tamamen Katolik Kilisesi’ne verildi.
  • Kadınlara “itaatkâr eş ve anne olma” ideali öğretildi.
  • Bask, Katalan gibi yerel dillerin öğretilmesi yasaklandı; tek kültür ve tek kimlik dayatıldı.

Kaynak: Preston, P. (1993). Franco: A Biography. HarperCollins.

7. Kuzey Kore (Kim Il-sung ve ardılları, 1948–günümüz)

  • Eğitim tamamen rejim propagandasına indirgenmiştir.
  • Çocuklar “lider sevgisi” ritüelleriyle büyür; yabancı kaynaklara erişim yasaktır.

Amaç: “Juche” ideolojisine (özgüvenli bağımsızlık öğretisine) mutlak bağlı yurttaş yetiştirmek.

  • Okullarda tarih Kim Il-sung ailesinin kahramanlık öyküleri üzerine kuruludur.
  • Çocuklar anaokulundan itibaren rejim marşlarını ezberler, “lider sevgisi” ritüellerine katılır.
  • Tüm müfredat parti tarafından belirlenir; yabancı kaynaklara erişim yasaktır.
  • Üniversitelerde yalnızca devlet onaylı ders içerikleri okutulur; Batı bilimi “yoz kültür” olarak tanımlanır.

Kaynak: Lankov, A. (2015). The Real North Korea: Life and Politics in the Failed Stalinist Utopia. Oxford University Press.

8. Taliban Afganistanı (1996–2001, 2021–günümüz)

  • Kızların okula gitmesi yasaklanmış, bilimsel dersler kaldırılmıştır.
  • Okullar yalnızca dini eğitim verir hale getirilmiştir.

Amaç: Dinî şeriat öğretisi dışında hiçbir bilginin öğretilmemesi.

  • Kız çocuklarının eğitimi yasaklandı.
  • Müfredat yalnızca Kuran ezberi ve dinî fıkıh derslerinden oluştu.
  • Bilimsel dersler “Batı icadı” olarak kaldırıldı.

Kaynak: Rashid, A. (2000). Taliban: Militant Islam, Oil and Fundamentalism in Central Asia. Yale University Press.

Ortak Payda

Bu farklı rejimlerin ortak hedefi aynıdır:

Eğitim, iktidarın bekası için bir propaganda aracına dönüştürülür.

Sorgulayan birey değil, sadık tebaa yetiştirmek.

Eğitimin görevi artık öğretmek değil, itaat ettirmek haline gelir.

Gerçek bilgi yerine dogma; eleştiri yerine ezber; düşünme yerine inanma konur.

Eleştirel Düşünce ve Özgür Zihin

Eğitimin amacı itaat değil, özgürlüktür.

Cahilin fikrini değiştirmek zordur; ama cahilliğin yeniden üretilmesini engellemek mümkündür. Bunun yolu, bilimsel, eleştirel ve özgür eğitimdir.

Bu yönüyle Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, sadece bir cümle değil, totaliterliğe karşı bir direniş manifestosudur.

Sonuç

Cahiller, kolay yönlendirilir ama zor ikna edilir.

Bu, onların bilgisizliğinden değil; bilmek istememelerindendir.

Ancak toplumlar için tek kurtuluş yolu bellidir: eğitim.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi, halkı cehaletle değil bilgiyle yönetmek; propagandayla değil bilimle aydınlatmak.

Gerçek lider, halkını karanlıkta tutan değil, ışığa yürümeye cesaretlendiren kişidir.

Kaynakça

  • Atatürk Ansiklopedisi. (t.y.). Atatürk Döneminde Eğitim – Öğretim.
  • Britannica. (t.y.). Education — Nazi Germany, Schools.
  • Facing History. (t.y.). Controlling Universities in Nazi Germany.
  • Fitzpatrick, S. (1979). Education and Social Mobility in the Soviet Union. Cambridge University Press.
  • Morgan, P. (2007). Italian Fascism, 1915–1945. Palgrave Macmillan.
  • Dikötter, F. (2016). The Cultural Revolution: A People’s History. Bloomsbury.
  • Chandler, D. (1991). The Tragedy of Cambodian History. Yale University Press.
  • Preston, P. (1993). Franco: A Biography. HarperCollins.
  • Lankov, A. (2015). The Real North Korea. Oxford University Press.
  • Rashid, A. (2000). Taliban: Militant Islam, Oil and Fundamentalism in Central Asia. Yale University Press.
  • Cumhuriyet Gazetesi. (2023). Atatürk’ün Eğitim Devrimi ve Karşıdevrim.

Views: 15

Leave a reply

Back to site top
Creative Commons License
Except where otherwise noted, the content on this site is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.